I.
balık gözüyle dünya, şurama sığdırdığım
oltasız tutunarak geçen limanlardan.
dinlenek oluşturan simitçi çocuğun
ayakuçlarında martıların söylencesi,
güvertelerinde vapurların denizeşi,
açılmayan şemsiyeler, yağan soğuğun endişesi!
bir rengin şiirini yazınır gök, beyaz
o büyük süreyya, yüzünde dolanır, tuhaf…
edilgen bir terk ediştir arzuma saplanan
seni böyle, seni işte… ölüm kadar şeffaf.
II.
adımın üzerindeki mührü yaratırken elleri
afişinde yeryüzü, gök bir mezârın
şiir çağı’nda öldü şair, tüketti kelimeleri,
eylül denizinde yürüyorken yarı baygın
bir düşe açıldı içi, sağır bir salgının
denizden çekilirken toprağa bereketiyle
duyarak kendini eğindi çocuksuluğuna
öpülmüş şiirlerle yankıyan alnının.