Ay Vakti / 20. Yıl

Merhaba yirminci yıl.
Seninle kaç bahar giyindi kuşandı, kaç sonbahar yaprak döktü.
İlk sayının yayınlandığı yıl doğan çocuklar yirmi yaşına girdi.
Nefes alan nice canlı belki de hayatiyetini sürdürmüyor.
Gün kaç kez doğdu, ay kaç kez battı saymadık.
Var olmak için yokluk kemendine kaç kez ilmek atıldı sormadık.
Geceler bizimle nefes alırken, kilitleniyordu ortalık.
Semazenler kuşatıyordu şehrimizi.
Şiirle, hikâyeyle, denemeyle, incelemeyle, araştırmayla, mektupla, sinemayla… Hasılı, her alanda yazılanı turfanda olması hasebiyle önemsiyorduk.
Bir ümit çağlayanıydı umutlarımız.
Ay Vakti atölyesine gelen yeni isimler ve yeni ürünler hep heyecanlandırmıştı bizi.
Yazılan her metne değil, ışık gördüğümüz her esere dergide yer vermeye çalıştık. Önemsediklerimizden geride kalanlar oldu, göremediklerimizden de iyi kalemler. Üretilenleri emek olarak gördüğümüzden her mektuba kısaca da olsa cevap vermeye çalıştık.
Yazanı, okuyanı, yazılanı önemsedik.
İnanmıştık ve inanıyoruz: “Gayret bizden tevfik Allah’tandır “diye.
Niyet ettik, yola çıktık, alanı belli olan bir çalışmaya, -karşılıksız kalmayacağına da inanarak- yirmi yıl emek verdik.
Gerek dergi çevresinden, gerekse yakın ya da uzağımızdan birileri toprağı çatlatacak eserler verdiler, verecekler ve her zaman “ben buradayım” diyeceklerdir.
Hülasa, biz, “Bir insanın elinden tutacağız, o da bir neslin elinden tutacak.”
O da her dönem beklenendir ve her dönemin beklediğidir.
Siyasetin, riyasetin, hissiyatın önünde; fikriyatın ve çileninse otağında yürüyüşüne devam edendir.
“Piştim” dediğinde görünecektir.
Malumatfuruş değil, esas duruştur onun ki.
Müktesebatı zenginlik ve kaynak olarak gören, ayıklamayı ve güncellemeyi ihmal etmeyen, nitelikli eserlerden beslenen, dahası kendi yörüngesinde dönen, hep dönen.
Hasretini çektiğimizdir o.
Orta yolu tutan, kendisi olan, olduğundan fazla görünmenin de tuzak olduğunu fark edendir.
Genç adam, o sensin.
“Gel beri hasretim
Dünya bekliyor, zaman bekliyor
Ekin bekliyor, harman bekliyor
Yürüyüş neferi ferman bekliyor
Bu çağ el uzatmış derman bekliyor
Zulüm setlerini yarman bekliyor
Buram buram, duman duman bekliyor”
Evet;
Yirmi yılı geride bıraktık.
“Yol Sabırdır”
“Yürüyüşe devam” diyerek.

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

İnsan / Şeref Akbaba
Şirâze’den Şirâze’ye Saklı Mektuplar -99 / Şiraze
Rüzgâr Bizi Sürükleyecek / Abdullah Ömer Yavuz
Benin / Bir Garip Müslüman Diyarı / Ahmet Mahmut Şen
Hikmet Burcu Peşinde / Erdoğan Muratoğlu
Tümünü Göster