kalpler de yıkılır duvar gibi göçer yar gibi
sararmış bir yaprağın topraktaki yalnızlığı
gölgemi yakan ateşin ocağında kül
açan her çiçek bir gülüştür göğe doğru
açan her yara göğüste kanlı bir na’ra
aynaya düşen bakışın fotoğrafı kimin elinde ki
âşık dediğin taze ekmek gibi aşk kokar
ağyârı kelime-i tevhid hızarıyla biçer de biçer
gözyaşından bir seccâde serer meyhâneye
ne çok kendini gösterdin ey nefsim
baksana kuyumcular suskun
pazarcılar alabildiğince bağırmakta