Bir Rüyanın Son Satırı

Dünyanın kirli tablosuna dörtyüzdört gibi yapışmanın adını

Çok yaşamak koymuşlar burada

Koşuyorum koşuyorum soluk soluğa kalıyorum

Sonra bir köşede duruyorum ölüm geliyor aklıma

Oysa ne çok severdim akşam menekşelerini

Yürürdüm mayınlara basa basa

Kayıp bir nüfus cüzdanı gibi hükmü yok artık sözlerin

Boşluğa yazılmış bir mektubun pullarında

Henüz görülmemiş bir rüyayım belki de

Belki de saklambaç oynayan çocuklar gibi sobelendim çoktan

Kaza namazına durmuş gibi vakti geçmiş bazı şeylerin

Bazı yaralar ısrarla kanamaya devam ediyor

Bir hız sınırı yok mu bu tükenişin

Günler ne de çabuk geçiyor öyle

Kabuk bağlamış yaralara bir merhem yok mu?

Bir merhem yok mu şu sızlayan ellerime

Uzaktan sevgiler beslediğin ne varsa silindi gitti

Arsız zamanın şımarık çocuklarına ne söyleyeceksin

Hatırı sorulmamış düşlerin eteğinde

Ödenmemiş bir senet gibi protesto ediliyor günler

Geldin ve gördün işte

Bin bir hevesle açan güllerin solduğunu

Elmas sandığın her şeyin beş para etmez bir teneke olduğunu

Geldin ve öylece görüp gittin işte

Bir rüyanın son satırına bir soru işareti gibi konduğunu

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Derin Bir Nefes Alıyorum Anadolu Gibi / Mustafa Uçurum
Kar Suyu / Müştehir Karakaya
Nerdesin / Nurullah Genç
Ne Çok Kendini Gösterdin Ey Nefsim / Selami Şimşek
Dağ Yükü / Semra Saraç
Tümünü Göster