Şirâze’den Şirâze’ye Saklı Mektuplar -95

sen denetimsiz ve usturupsuz, asi ve özgür; sevilmeyi tevâzû ile bekledin Şirâze
gözlerinden dökülen yakarışın değerini biçemeyenlere olsun ahlar

üç adımlık kafeste yaşadın hep, birinden çıkarıp diğerine yerleştirdiler seni
kanatlarını kesip tatmin olan zavallılara yazılsın bütün günahlar

şimdi yakıp yıkınca duvarları umursamayıp, kırınca kilitli kapıları nâfile geç bir zamanda
yok ki o sevgili sana sığınak olacak, üzerine yağarken ölümcül bombalar

süründün benden sebep, süründüm ben de senden sebep; şükür çıktın ferâha, mekân Ankara
benimse göçebe yaşantımda karşılaştığım sürgit bir karmaşa ve yıllanmış mezarlar

sonsuzluk ile sınırsızlık arasındaki fark Şirâze, tatlı suyu tuzludan ayıran çizgi kadar mucizevî
sonsuz sen ve sınırsız ben, birbirini ancak ötelerde mi tamamlar

yüzümü adınla yıkıyorum her sabah ve adına yakışsın istiyorum naz adım
kızma bana aşk, ara ara kanasa da sende açtığım yaralar

deli taylar gibi koşuyor yüreğim, ‘sus’ de susayım, ‘dur’ de durayım
varsın yıkılsın hükmü cümle geçmişin, eğer sana varacaksa bütün yollar

terkettiğim günden beri ruhum firarda, de ki ‘zayıflıktan,’ ben diyeyim ‘aptallıktan’
Potomac sınırında duadayım, çekilsin diye artık üzerimdeki kara bulutlar

ben bir yüküm, hep birilerinin mülküyüm, ateşinden arta kalan külüm
dört yana savrulurum, topla hepsini aşk, can olsun nefesin ve tamamlansın bendeki noksanlar

bırakmam
bırakamam
al şu beni kendine yâr et Şirâze

yoksun madem
dedim olmasın kimsem
al aklımı sen koru Şirâze

narçiçeğim
seni kendimden öte bildim
al şu beni rengine boya Şirâze

saçlarını dolayıp boynuma, gezeceğim ışıl ışıl
minik elin hep elimde, dünyanın her kıtasında adımlayacağız sen ve ben
ağlarken hüznümsün bil, gülerken en mutluluğum
tüm sancılarını, ağrı ve sızılarını ben yükleneceğim, olmasın kederin
sana çocukluğumdan ninniler fısıldarken dalacaksın uykulara
büyü diye hayata karışmak için
sana söz, incitmeyeceğim tek bir saçının telini
söz olsun, olmayacağım acılarının nedeni

bilirim iyisindir
tasasız geçer vaktin
üstelik vardır bir sevdiğin
can bildiğin
‘dost’ dediğin
bilirim, eminsindir
bil, bende de güvendesin
Şirâze’m
iki hecem
yemin olsun, olmayacağım derdin

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Nöbet Değişimi / Ay Vakti
Shakespearyn Draje / Kâmil Eşfak Berki
Karanlığı İçine Çeke Çeke Sabahlar / Selami Şimşek
Ölümü Erk’in / Ali Yaşar Bolat
Ey Ölüm, Çabucak Kucakla Beni! Yaşıyorum- İçimden;... / Ali Yaşar Bolat
Tümünü Göster