bir gün sevmekten vazgeçersen
kendimi bakır rengine boyayıp
ellerimi nar çiçeğine banacağım
belki yeniden seversin diye
dağ kilisesinin yamacından
Akdenizli şehrime bakacağım
unutma beni burada Şirâze
o gün bir gölge dolaşıyordu Şirâze
aşkın terkettiği bir güzellik karşıdan karşıya geçerken bir an durdu
iki katlı, ahşap, yıpranmış, düz binanın alt katında
gölge üstünkörü baktı durana
soğuktu hava, esmiyordu rüzgâr, kimsesizdi sokaklar
vakit erkendi, erkenden daha erkendi sanki
güzellik eteğinin uçlarına bakıp yere serildi
gölge izledi, hayat bitti, ölmek o yaşta herkese kolay gelirdi
eylemlerin adı başka, yeri başka, ardından yaşattıkları başka
o başka, bu başka, ben başka, sen başka; bambaşkalık dört tarafta
her şey aslında göründüğünden çok başka Şirâze
bir şeyler yapıyorum, bir şeyler yaptığıma kendimi inandırmak istiyorum
adımlarımı kovalıyor, duvara attığım çentikleri sayıyorum
altı yılı aşkın zamandır yutulduğum paslı, aksanlı
ve bulaşıcı Rus temasından içim bulanıyor
hastalıklar geliyor, sonra hastalıklar gidiyor;
çoğu zaman haber vermeden, olur olmaz köşelerime yerleşiyor
ve bu beni haddinden fazla yoruyor, üzüyor, ürkütüyor
kendimce
varlık üzerine
endâmlı metinler diziyorum ipe
var olduğuma dair kanıt mı arıyorum, kendimi mi arıyorum
sonra hepsini orada asılı mı unutuyorum
hiçbir halt olmadığımı/olamadığımı mı anlıyorum birden
böylece
acı katlanıyor derinlerde
geceleri nefesim daraldığında pencereyi açıp buz havayı içime çekiyorum
“daralacak ne var” ferahlığı yağsın üzerime Şirâze
yokluğun mu daraltan beni, her yanımda gezinen varlığın mı
ah bilsem, nirvanaya ulaşacağım
sensin bendeki her şey ve beni kıymetli yapan tek şey
ses ver Şirâze; feryat mı edersin, güvercin mi salarsın, kapımı mı çalarsın
ses ver Şirâze, benim yapamadığımı sen yap
atamadığım çığlığı benim yerime sen at, sen haykır sevdamı
ben yüreğimin çatlama noktasındayım
çünkü ben Şirâze, yüreğimin çatlama noktasındayım
yani varla yok arası yaşıyorum ya da yokla var arası
hayat ellerimin arasından kayarken
ben çaresiz seyrediyorum
ben gitmedim senden
gidemedim
sensin mutluluğum Şirâze
en umudum, en huzurum
gel de bu bitmeler de son bulsun