Şirâze’den Şirâze’ye Saklı Mektuplar -13

bir ben mi kaçıyorum
gittiğim yerde
benden başka kimse yok

altmış sekiz adımlık tarihi Yeşilçam Sokağı’nda çok siyah-beyazdı manzara
yolculuğuna öyle başlamıştı diye mi, evlerimize ilk öyle geldiği için mi
yoksa gerçekten mi öyleydi; köhne ve siyah-beyaz yani
hani eskiden renkler yokmuş gibi düşünmeme neden oldu

her şeyi kaderine terketmek kültürümüzün genlerinde vardı biliyorum
ve bu film sokak da bundan payını belli ki almıştı
insanları kaderine bıraktığı gibi, şeyleri de aynı kuyunun içine atıyor;
çok kolay harcıyor, umursamıyor, eskitiyor, yaralıyor
sonra da işi düşerse ara sıra uğrayıp yıkıl

ama yok olma mesajı veriyordu bu kültür

sol tarafta Melek mi desem Emek mi desem bilemediğim,
sağ tarafta Sinepop sineması
içler acısı bir terkedilmişlik hissediyorum Beyoğlu’nun kalbinde

aynı terkedilmişlik kendi içimde de var biliyorum
şu ben’i haklı görmüyorum da Şirâze
herkes haklıymış gibi davranınca

acımasızlaşıyor kelimelerim, dilim, elim, sesim
böylece yine bana yapıştırılmış buluyorum suçlu etiketini
bıldırcın beslemeliyim belki de,

insanlarla atışmak, kapışmak yerine
sadece kedilerimle dertleşmeliyim
kedilerden gördüğüm sevgiyi kimseden görmediğim için belki
gelenekle anlaşamadığım kesindi madem,

bu sokağı da kendi haline bırakmalıydım
bırakmayı istediğim gibi başkalarının bana dayattığını
bu kültüre bulayıp kendilerinden yapmaya çalıştıklarını
unutmamalıyım

o ben değilim Şirâze
çok başka biri var içimde

birilerini hata yapmaya
birileri iter
cezayı çekmekse
yapana düşer

neden kızıyorsunuz adımı değiştirmeme, kendimi gizlememe
hayata küslüğüme, siyaha olan düşkünlüğüme, aramıza koyduğum mesâfeye
bütün bunların nedeni

siz değilmişsiniz gibi

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Çizgi-11 / Behice Kolçak Şark
Ay Benimle Ağladı / Şükran Işık
Sûzinâk Şarkılarla Geçerken Boğazı Erguvan / Mustafa Oğuz
Şiir Konuşuyor / Emre Şimşek
İstiâre Zamanlar / Mehmet Yüzücü
Tümünü Göster