susarsam
bil ki yalvarıyorum
hayatın türlü çeşit maskesi var
ne zaman hangisini takacağını kestiremediğim
ola ki alıp birini ben takmaya kalkışsam
doğrudur bin türlü zılgıt yediğim
çaktırmadan yapmalıydım her şeyi; yemeyi, içmeyi, yürümeyi
hatta düşünmeyi
gizli gizli nefes alıp vermeliydim
hayatta kalmalı, ama hayattan bir şey beklememeliydim
olanla yetinmeli, olmayanı aklımdan bile geçirmemeliydim
gülmemeli, ağlamamalı, şikayetlenmemeliydim
kimsenin beni görmesine izin vermemeliydim
herkes bir şeylerin peşindeydi çünkü,
herkes bir açık yakalamayı iş edinmişti
kendimi ele verirsem başım çok pis derde girebilirdi
onu düzeltmeye çalışırken başka dertlere bağlanıyordu işler
nasıl yaşanırdı ki Şirâze; onlar, bunlar, şunlar nasıl yaşıyordu ki
bunun bir sistemi mi vardı, yol haritası, kuralları
neydi ki o eşsiz formülü yaşamın bir tek benim bilmediğim
bulamadım, vardı ise de keşfedemedim
yeteneklerim sınırlıydı elbet, yoktan da var edemedim
ben de geldiği gibi yaşamanın en kolayı olduğuna karar verdim
yazılmış olanın bir harfinin bile yerinden oynaması için parmağımı kımıldatmadım
kenar süsleri varsa dokunmadım, büyük harflerini küçültmedim
hataları düzeltmedim, resimlerini incelemedim
satır aralarının arasını kapatmadım, noktalama işaretleriyle uğraşmadım
ne bir başlık atmayı denedim, ne de gelene “git” dedim
gelenler arasında seçim yapmak zorunda kaldığımda da
“portakalı soydum” diye başladım
evi su bastı dokunmadım, camlar kırıldı onarmadım, karıncaların istilasıyla rahatsız olmadım
hiçbir konuda fikir yürütmedim, kimseye tavsiye vermedim
kimsenin nasihatına da aldırış etmedim
benden alınanları da geri istemedim
sonra bir baktım yok’um Şirâze
günler kısalınca
geceler uzuyormuş
kendi ekseni etrafında dünya
batıdan doğuya dönüyormuş
kuzeye gittikçe hava soğuyor
güneye gittikçe de ısınıyormuş
bilsem de bilmesem de
bana uysa da uymasa da
bir önemi olsa da, olmasa da
her şeyin kendi kuralları varmış
ama şans, herkesin kapısını çalmaktan pek hoşlanmazmış
yok olmuş birini
beklediğinin farkında mısın
ya da yok olmuş birinin
hiç gelemeyeceğinin