Bir topluma ait fikir ve sanat eserleri kendi muhiti için önemlidir. Sınırları aşarak farklı coğrafyalara ulaşması, oralarda da etkisini göstermesi daha daha önemlidir.
Bilişim teknolojileri sayesinde bu alandaki entegrasyon kolaylaşmıştır. Uzak ülkenin insanları diye bir kavram kalmamıştır. Sosyal medya ve sosyal ağlar kullanılarak insanlar birbiriyle iletişim kurabiliyor, olup bitenlerden haberdar oluyor, kısmi paylaşımlar ve fikri tartışmalar da yapabiliyorlar.
Önceden tercüme eserlerle bu iletişim sağlanıyordu.
Tercüme hareketleri İslam dünyasında Emeviler döneminde başlamış, Abbasiler döneminde parlak bir dönem yaşamış, Endülüs, Selçuklu ve Osmanlıda da devam etmiştir.
Doğu ve Batı klasikleri özel ve resmi kütüphanelerde her zaman yerini almıştır.
Son dönem tercüme edilen eserler de bünyede etkin olmuşlardır.
Tercüme eserler okunuyor, istifade ediliyor.
Gerek edebi, gerek fikri ve gerekse kişisel gelişimle alakalı eserler.
Hangi niyet ve saikle tercüme edilmiş, hangi amaca matuf, kim tarafından tercüme edilmiştir gibi sorgulamaları yapmadan edinilmiştir çoğu kez bu eserler.
Getirdikleri, götürdükleri tartışılan hususlar.
Yakın tarihe baktığımızda; sanat, edebiyat ve düşünce dünyasında öne çıkan isimlerin de tercümeler yaptığını görüyoruz.
Takdire şayandır.
Tercümeler yapmışız, ama tercüme edilmemişiz.
“Ey Azerbaycanlılar, Türkistanlılar, Kafkaslılar, Nijeryalılar, Mısırlılar, Suriyeliler, Bağdatlılar, Amerika’daki Müslüman zenciler, Bosnalılar, Malezyalılar ve daha nice ülkelerde bulunan ve her biri kendi içinde suni ayrılıklarla birbirinin boğazına sarılsın diye kışkırtıcılığın her türlüsüyle karşı karşıya gelen can kardeşlerim! Her türlü doktrin, her türlü baskı, her türlü savaşla kendi öz gerçeğine dönmekten alı-konan gök medeniyetinin çocukları. Ne zaman birbirimizi anlayacak, birbirimize yaklaşacak ve aynı ilhamın bahar sıcaklığındaki doğurucu soluğunu omzumuzda duyacağız?”
Bu çağrıyı yapan mütefekkir Sezai Karakoç ve daha nice ehli kalemin, ilim ve sanat erbabının ürettiği değerli eserleri bu bölgelerde ne zaman göreceğiz.
Fikir ve sanat eserlerimiz farklı coğrafyalara taşınmalıdır.
Bahar olur, aksiyon olur, birlikteliği pekiştirecek bir yol açılmış olur.
İletişim de kolay olduğuna göre.
Bir eserin tercümesi, tanıtımı.
Bir fkrin neşvü nema bulması.
Neden olmasın…
Daha bekleyecek miyiz?