Ölümün soğuk yüzü karşıladı insanı. Gereğinden çok daha fazla kanlı ancak estetik…Siyah beyaz renklerin çekiciliğinde kanlar fışkırırken, feryatlar çelik keskin kılıçların şakımalarına karışır. Aykırı yönetmen Tarantino uzun bir aradan sonra, konuşmanın gerekliliğine inanmış olmanın etkisi ile sonuna kadar seyir zevki yüksek ve bir o kadar da zor bir filme imza atıyor yine; Kill Bill…
“Reservoir Dogs” u hatırlayan var mı? Renklerden oluşan bir katil ve soyguncu gökkuşağı oluşturuyordu yönetmen. Renklerin naifliğinde şiddeti düşünmek nasıl bir ruh haleti sunar insana bilemem. Ama “Reservoir Dogs” gerçek anlamda bir şiddet gösterisi sergiliyordu. Hollywood, çok öncesinde Hong Kong’da hüküm süren şiddet gösterisi ile tanışmanın şaşkınlığını yaşadı. “Reservoir Dogs” bir anda dünyanın gündemine girdi ve Tarantino da dahi yönetmen olarak sinema çevrelerinde adını duyurdu.
Bölümler halinde seyirciye sunulan ancak hiçbir zaman sırasıyla ilerlemeyen Tarantino filmleri, herkes tarafından kolaylıkla seyredilir olamıyor maalesef. İlle de en baştan başlamak zorunda değil hikaye ünlü yönetmen için. Filmin başında görülenlerin sebebi, başlangıcı, sonucu yeri geldiği zaman öğrenilir. Bu duygusal planda ilk anda hayal kırıklığı oluşturabilir insanda. Ancak beynin zorlanan kıvrım ve köşelerinde bir süre sonra sıradan filmlerin ötesinde bir karmaşa zevki, muhakkak ki bu hayal kırıklığının yerini alacaktır.
“Rezervuar Köpekleri” nin başarısı farklı olmasının yanı sıra sağlam karakterlerinden kaynaklanıyordu. Bol diyaloglu sahnelerde Tim Roth, Michael Madsen, Harvey Keitel, Steve Buscemi inanılması güç bir performans sergiliyorlardı. Bu filmle cilalanan yıldızları bu oyuncuların geleceğinde önemli rol oynadı. Ayrıca çekimlerdeki titizlik de şiddetin estetiğine yardımcı oldu. Müzikler ise özenle yapılmış ve seçilmişlerdi.
Tarantino ilk filminin ardından uzun bir süre bekledi. Ve ardından iki büyük aktör; John Trowolta ile Samuel Jackson ve bir yıldız adayı Uma Thurman’ı ön plana çıkartacak olan “Pulp Fiction” ı gösterime sürdü. Yine oldukça tarz görüntüler ve yine ilginç diyaloglar ve akıllardan çıkmayan mutlaka birkaç önemli sahne ile “Pulp Fiction” akıllarda yer edindi. Quentin Tarantino yine yapacağını yapmış ve dünyayı peşine takmıştı.
Sonraları Jackie Brown ve üç yönetmen arkadaşı ile birlikte çektiği Four Rooms’un ardından Tarantino uzun süre yönetmen olarak ortalıklarda görünmedi. Kill Bill ortaya çıktığında sinemaseverler çoktan nefeslerini tutmuşlardı bile. Tarantino “benim filmim” dediği ve uzun süreden beri çekmeyi düşündüğü Kill Bill’in her karesine büyük önem verdiğini söylüyordu. Böylesine bir film için bu sorun oluşturdu. Çünkü filmdeki hiçbir kareyi atmak istemeyen Tarantino, filmin çok uzun olduğunu ve Hattori Hanzo kılıcı ile ikiye bölündüğünü açıkladı. Bu açıklama hayranlarını biraz üzse de “Ya Sabır” çekmek en uygun bir bekleyiş tarzı olabilirdi.
İkiye bölünmüş hali ile Kill Bill yeni bir intikam masalı aslında. Bir çok örneğini gördüğümüz ve büyük ihtimalle görmeye devam edeceğimiz filmlerin türünden. Tabii Tarantino gerçeğini gözardı edecek olursak eğer. Filmin açılışında bir gelin görülür; kanlar ve morluklar içinde yerde yatan. Gelin hızlı nefes alış verişlerle çevresindekileri gözler. Nabzının atışları doğrultusunda korkusunu ve şaşkınlığını dışa vurmaktadır. Hiç beklemediği anda kendisinin de daha önce içinde olduğu Ölümcül Engerek Suikast Takımı bu kez başucundadır. Lucy Liu, Vıvica A. Fox, Michael Madsen ,Daryl Hannah ve karnı burnunda gelinin eski kocası Bill rolünde bildiğimiz çekirge David Carradine.
İşte film sonun başlangıcındaki bu açılışla açıldığında minik bir gülümseme sarar Tarantino filmi bekleyenleri. Çünkü beyaz perdede görmeyi özledikleri her şey bir süre sonra gözlerine buyur edecek. Önce ikinci bölümde kıyasıya bir kadın mücadelesi… İntikam vaktinin geldiğini gösteren bu mücadele belki de Volume 1 deki en gerçekçi sahne. Ve ardından tekrar adı yönetmende saklı olan gelinin koma ve sonrasında yaşadıkları. Bu arada müziğin etkisi ile kendinizi 70’li yılların filmlerini düşünürken bulabilirsiniz.
Tarantino Kill Bill’de vermek istediği şiddetin estetik mesajını, Manga türünden bir çizgi filmle verir aslında. Niyet bellidir; geçmişteki Çin ve Japon filmlerinin karşısında esas duruşta durmak ve spagetti Western kovboy filmlerinin havası ile ikili mücadelelerde göz teması kurmak.
Sarı siyah bir giysinin içinde elinde Hattori Hanzo kılıcı ile salona dalan bir kadın gördüğünüzde bence kaçın. İntikam hırsı ile yanıp tutuşan ve silah arkadaşlarını birer birer öldürmek isteyen Uma Thurman karşınıza çıkabilir çünkü. Ürkütücü ancak bir o kadar da fantastik. Aslında hedef tektir; O-Ren Ishii. Yani Lucy Liu’nun çekik gözlerinde şekillenen kırılgan bir gücün temsilcisi. Tokyo’nun bir numaralı mafya lideri. Arada kaynayanlar ise onlarca maskeli adam, O-Ren Ishii’nin sağ ve sol kolları o kadar. Bir anlamda mizah çalışması var itina ile seçilmiş görüntülerde. Sürekli tekrarladığım estetiğin gün yüzüne çıkmış hali. Fışkıran kanlar,kesilen kollar, bacaklar ve kelleler… Bütün kılıçların Hattori Hanzo kılıcı ile özdeşleşen Kara Mamba önünde eğilmesi. Bir tür mizah anlayışı işte…
Kar yağışının naifliğinde beklenen an gerçekleştiğinde Kill Bill Volume 1’in neden tam anlamı ile kadınlar için yapıldığını anlıyorsunuz. Finalin iki kahramanı Kara Mamba ve Pamuk Ağız lakaplı iki iyi savaşçının karşılaşması ile yapılıyor. Kar beyazın oluşturduğu fantastik beyazın ortasında iki suikastçinin savaşı inanılmaz bir zevk. Lucy Liu’nun çekik gözlerindeki parlamayı görmek bile güzel. İlk bölümün en güzel renklerinden birisi. Bu arada Ölümcül Engerek Suikast Takımı’nın erkek üyeleri şimdilik sıralarını bekliyorlar. Michael Madsen ve David Carradine. Bu arada Bill rolündeki David Carradine henüz görünmüş değil. Sadece kılıca yaslanmış elini görebiliyoruz film boyunca. Esrarengiz gibi görünen ancak çok tanıdık. Gerek görüntüler, gerek müzikler ve gerekse diyaloglar, Kill Bill’in seyrini zorunlu kılıyor bence. Kan tutmayanlara…
OYUNCULAR
Uma Thurman- Şimdilik sadece “gelin”
Lucy Liu- O-Ren Ishii
Vıvica A. Fox -Vernita Green
Michael Madsen – Budd
Daryl Hannah- Elle Driver
David Carradine – Bill
YÖNETMEN
Quentin Tarantino