Sanat ağırlıklı yazılarla okurlarını selamlayarak, Ay Vakti Dergisi 12. yılına giriyor.
Prof. Dr. Ömer ÖZDEN “Sanat ve İnsan” derken, Mustafa UĞURLU “Fıtratın Çağrısı: Sanat” denemesiyle zihinlerde açılımlar yapıyor. Muammer YALÇIN “Türk Edebiyatı Üzerine” , İsmail BİNGÖL “Kentte Bir Yürüyüşten Çıkarımlar…” ve M. Nihat MALKOÇ “Yanmayı Göze Al(a)mayan İbrahim Olamaz” denemeleriyle ufkumuzu daha da genişletiyorlar.
Şeref AKBABA Hocamız yolculuğumuzun 12. yılının bu ilk sayısında “Teklif” başlığıyla atıyor adımını. Kendi tarifiyle iyi bir okuru olduğu, İstanbul Üniversitesi İletişim’de doktora yaparken danışmanı ve tez hocası olan “Prof. Dr. Durali Yılmaz İle Söyleşi” yi Öznur ERTEKİN ile yaparak yolculuğuna devam ediyor.
Şiraze
“Şirâze!
derin uykularımın sırlı mahzeni,
öylece bırak da hiç uyandırma beni.” diye mektubunu bitirirken, günlüğüyle Mehmet Sait CELAYİR “Yol Düşünceleri/Sanrılar” ile şehirler arası yolculuğa çıkarıyor bizleri.
Ay Vakti öyküleri farklı heyacanlar barındırıyor içinde. “Sıradan Bir Cumartesi “ ile Mehmet ERİKLİ, “Sessiz Ölüm”de Ercan KÖKSAL, “Randevu“da Fahri AYHAN ve “Devrik Cümlelerde Bir Kahve Falı”yla M. Şükrü AKKOCA hayal gücümüze değişik renkler ekliyorlar.
İncelemeleri yle bizlere ışık olmayı Ekim ayında da sürdürüyor ve bu alanda imzayı “Aydınlanmanın Karanlığı “ ile Necmettin EVCİ ve “Sanatın Amentüsü“ diyerek Eyyüp AZLAL atıyor.
Ay Vakti’nin vazgeçilmez şiirlerine; Mehmet Ragıp KARCI “Bir Mısrada Meçhul/Bir İsimde Bin Ses Bir Başkasının Şiirine Zeyl” diye seslenerek, Mehmet BAŞ “Yalnızlığın İblis Gözlü Nazarı” ile, Selami ŞİMŞEK “Ölüm Gibi Can Koynuna Girmelisin Yâr” nidasıyla, Necip Fazıl AKKOÇ “Ayna Kırılınca” ile, Nurten CAN “Yansıma” ve Yusuf ŞAHİN “Gazel” isimleriyle ekleniyorlar.
Yeni serüvenler eklenir her ay Ay Vakti Dergisine, onunla evlerimize.. Bu soluksuz yolcuğumuzun nice yıllar sürmesi dualarıyla, huzur ve sağlık dolu aylar diliyoruz.
Esma BUDAK