Halepçe’den Halep’e

Halepçe’ye toptan yok edici kimyasal bombalar atıldığında sesini çıkaran, olayı lanetleyen az bir insan nidası duyuldu yeryüzünde. Hafız Esad zamanında Hama şehrini bombalarla yıktığında, insanları öldürdüğünde az insan olayı lanetlemiş, bir kısmımız birkaç telin edici tarihe not düşürücü şiirler yazmıştık. Bu bize olan saldırılar, biz Müslüman halka yapılan kıyımlar karşısında oturup ağlamaktan başka bir şey yapmamıştık.

Ağlamak insani bir haslettir. Ağlamasını bilenler gaddar, zalim olamazlar. Kalplerindeki acıma duygusu haksızlığa izin vermez. Çocuk, kadın, yaşlı insanları öldüremezler. Vicdanları buna el vermez. Halepçe’deki trajedide, kıyımda kadınların ve çocukların birbirlerine sarılmış ölü fotoğrafları tarihin ibretlik acımasız sahifelerinde yerini almışken daha başka böyle yoksul insanların, sahipsiz insanların başlarına gelenleri görüyoruz. Bu görüntülü acımasız katliamlar resmigeçit yapıyorlar adeta TV’lerde, haber bültenlerinde. Bu bir habercilikten ziyade diğer insanları acındırmak için mi ayaklandırmak, harekete geçirmek için mi yoksa o diğer uzaktaki insanlara faciaları, yıkımları, katliamları seyrettirerek uyuşturmak mı kanıksamaz bir hale getirmek mi bunu da düşünmemiz gerekiyor artık? Büyük İslami kitleyi duyarsızlaştırmak ta bir proje olamaz mı?

Dünyanın emperyalist güçleri saltanatlarını sürdürmek için diğer insanların hayat haklarını ellerinden almayı pek seviyorlar. Dünyanın başına bela oluyorlar. Hâlbuki dünya geniş, Allahın verdiği nimetler yeter. Ama dünyanın bu açgözlü buyurgan güçleri bir türlü doymak bilmiyorlar ve bu yüzden zulümlerine devam ediyorlar… İnsanların emeklerini, değerlerini, yer altı ve yer üstü madenlerini, zenginliklerini gasp ediyorlar. İnsanları acımasız bir şekilde yokluğa mahkûm ediyor, yakarak, yıkarak, öldürerek, yerinden yurdundan ediyorlar.

Suriye bizim komşumuz. Halep şehri yakınımızda… Mazlum coğrafyanın insanları burada da bir kıyıma uğruyorlar. İşin başından itibaren doğru dürüst bir karşı duruş bir karşı strateji uygulanmadı diye düşünüyorum. Arap baharı birilerini memnun ederken büyük halk kitlesini de mağdur etmiş bir durumu gösteriyor bu gün. Pembe devrimler, Arap baharları ancak emperyalistlere yaradı. O ülkelerin halkları hâlâ birbirleriy le savaş halindeler.

Biz Türkiyeli Müslümanlar Haydarpaşa’dan Şama trenle gidip gelmeyi, gezmeyi düşünürken birden ne oldu da iki ülke kanlı bıçaklı oldu. Bunun net bir izahı yapılamadı. Bunları da düşünmek zorundayız. Mazlum coğrafyanın insanları birlik beraberlik içinde kucaklaşmayı, dayanışmayı, kardeş olmayı umarken şu başımıza gelene bakmak acı veriyor elbet. Oyun kuranların, tuzak kuranların, oyunlarını, tuzaklarını bozmamız gerekiyor artık.

Halepçe’yi acılara boğan zihniyet Halep’i de yerle bir ediyor. Bu kadim şehirleri özellikle yıkıp yakıyorlar. Kadim şehirleri yıkıma uğratma şirketleri kurmuşlar o şehir senin bu şehir benim diyerek bölüştürüp yıkıyorlar. Bağdat’ı yıkan zihniyet, müzelerini yağma eden zihniyet Halep’te de aynı şeyi yapıyor.

Halep Suriye’nin en büyük kenti ve ticaret merkeziydi. Savaş çıkartma şirketleri büyük kazançlar bekliyorlar bu yıkımlardan. Hem bir tarihi yok ediyorlar hem oradaki halkı oradan çıkarıyorlar ve böylece demografik yapıyı da değiştirmiş oluyorlar.

Yakınımızda olan savaşın içinde biz de varız artık. Nasıl bir çözüm olacak belli değil. Bu iç savaş vesilesiyle Rusya’nın kârlı çıktığı görülüyor. Amerika’nın Irak işgali, yıkımı, zalimliği neti cesinde ortaya çıkan tabloda İran’ın kârlı çıktığı görülüyor…

Büyük bir mesele olarak görülen göçmen meselesinde de Türkiye engelleyici olmayacaktı diye düşünüyorum.

Batıya doğru bir sel ha linde olan göçmen akınını durdurmayacaktı.

Ortadoğu’nun bu mazlum halkı Avrupa’ya ulaşacak orada kök salmış olacaktı yıllar yıllar sonra…

Elimiz zayıf kaldı, Avrupa ezansız kalmaz inşallah…

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Metin İstihkâm / Ay Vakti
Halep’in Kanı / Semra Saraç
Halep’ten Harput’a Bir Kutu Baklavanın... / Metin Önal Mengüşoğlu
Halepçe’den Halep’e / Nurettin Durman
Kırlangıç Kanatlarındaki Yavru Denize Zeyl / Ali Yaşar Bolat
Tümünü Göster