Varoluş sırrının tecelli ettiği yerde kalp ve akıl denklemini muhteşem bir intizamla kurup hakikat medeniyetini inşa eden bir düşüncenin kapısından eğilerek geçiyoruz. Bu kapı dört kitabın manasını bir elifte gören ruhların ellerinde tuttukları hakikat anahtarı ile açılmaktadır. Bu kapının miftahı olan düşünce kaynağını fiziğin erişemeyeceği metafizik sulardan almıştır.
Allaha inanmak hakikati ve inancından yola çıkan ve ilk önce metafizik anlamıyla insanı ele alan ve ruhun dirilmesini amaçlayan ardından bilincin, zamanın, mekânın ve toplumun dirilmesiyle devam eden muhteşem medeniyet projesinin adıdır diriliş. Bu proje tüm şubeleriyle bir kutlu medeniyetin dirilişi ve yeniden doğuşunu hedeflemektedir. Bu noktada diriliş bütüncü ve kurtarıcı bir fikrin genel adıdır diyebiliriz.
Diriliş düşüncesi; tüm insanlığın kurtuluşu İslam’ın, insanın ve ruhun dirilişine bağlıdır tezini savunur. Dirilişe göre varoluş amacını yitirmiş dünya bizim yeniden doğuşumuzu ve İslam medeniyetinin dirilmesini beklemektedir. Medeniyetimiz diriltmek ve bu noktada dünyaya yeni bir anlam getirmek dirilişin hedefidir.
Diriliş ilk etapta ruhun dirilişiyle başlayacak ve maddeyi mananın çeperine yerleştirecektir.
Bir avuç kuru toprağın bağrında filizlenen güller misali diriliş toplumu da şu çamur ve fitne deryasında neşv-i nema bulacak ve insanlığı nurlandıracaktır.
Diriliş insanı öz anlamına kavuşturan insanı kendi fıtri rayına oturtan kutlu bir medeniyet düşüncesidir. İslam medeniyetinin her cepheden diriltilmesiyle alakalı olan diriliş varoluşumuzun bir sigortası ve hayatımızın bekasıdır.
Her şeyiyle istila halinde olan mazlum İslam coğrafyaların kurtuluşu diriliş rüzgârından esen kutlu rüzgâra bağlıdır.
Müslümanları bölen birbirine düşüren ve aralarında ki uhuvveti sarsan tüm ayrılıklara karşı çıkan diriliş bizi Hacı Bektaş-ı Veli’nin dediği gibi “bir olmaya iri olmaya diri olmaya” çağırmaktadır.
Dirilişi sadece akıl sadece gönül sadece toplum sadece birey olarak değil tüm şubeleriyle insanı insan yapan değerlerin bir cem oluşu olarak görebiliriz. Diriliş bize onurlu bir hayat için gerekli olan ruh ve bilinç iksirini veren ve bizi sonsuzluğun sahibinin rızasına eriştiren kutlu bir cadde-i kübradır.
Kalbimizin şehirlerini istila eden materyalizm ve hedonizme karşı kendi öz değerlerimizle var olmayı ve yeni bir dünya kurmayı ama- çlayan diriliş bizi bulanık ve sisli düşüncelerin şerrinden koru makta ve hakikati ruhumuza nakşetmektedir.
Yeryüzünde yürüyen canlı bir Kur’an haline gelmemiz için projeler sunan diriliş bir balarısı gibi tüm medeniyet çiçeklerinden topladığı öz sularını İslam balında harmanlayıp tüm insanlığa sunmaktadır.
Adaletin hukukun ve insan onurunun kutlu çilesine bürünen üstat Sezai Karakoç basiretli bir kalbin yansıması olan eserleriyle yolumuzu aydınlatan bir kandil misali karanlıklarla olan savaşını sürdürmektedir.
Hem maddi hem manevi anlamda en yüksek idealin temsilcisi olmayı yarım asırdan daha fazla bir zamanda hiç durmadan Hakkı ve hakikati haykırmayı kendine şiar edinmiş olan Sezai Karakoç tüm İslami hareketlere sahip çıkarak tüm bu hareketlerin de bir diriliş hareketi olduğunu ifade etmiştir.
İdeal için siyaset yapan ideal için edebiyat yapan bir düşünür olan Sezai Karakoç kendi nefsinden ziyade her zaman Müslümanların menfaatini düşünmüş kendi hayatını bunun için ortaya koymuştur.
Bu kutlu hareketin ve yolun dışına çıkmadan her zaman Hakk’ın emrinde her zaman İslam’ın derdinde olan Sezai Karakoç ne yazık ki şu an itibariyle bile tam anlamıyla anlaşılabilmiş değildir.
Diriliş hakiki anlamıyla anlaşıldığında ve aydınlar bunun şuuruna eriştiğinde her şey yeni anlamına kavuşacaktır. Yeni bir çağın önünde bekleyen diriliş rüzgârı surda açılan mukaddes bir gedikten esecek esecek ve sonsuzluğun aşkını kalplerde yeşertecektir.
Diriliş düşüncesi bir hizbin bir grubun bir parçanın sesi olmayıp hangi ırktan olursa olsun hangi ülkeden olursa olsun hangi tarikat ve cemaatten olursa olsun tüm Müslümanların ortak bir potadaeritilmesi ve dünyaya yüzde yüz hakikatin hâkim olmasını hedefleyen bir düşüncedir.
Buna tüm kalbimizle inanıyoruz ki; İslam’ın dirilişi İslam milletinin dirilişi önümüzde ki süreçte dünyanın asıl gündemi olacak ve tüm dünya Müslümanların bu muhteşem birliği karşısında gözleri kamaşırcasına tesir altında kalacaktır.
Tüm şubeleri ile dirilişe baktığımızda göreceğiz ki diriliş bizi ontolojik gerçekliğimize çağıran ve bizi sonsuzluk sahibinin rızasına eriştirmeye çalışan muhteşem bir projedir.
İnsanlığın iyiliği ve onuru için bütün hayatını diriliş idealine bağlayan üstad Sezai Karakoç, Mevlana’nın, Muhyiddin’i Arabî’nin, İmam Rabbani’nin misyonunun günümüzdeki bir temsilcisi olup çağı okuyan ve yorumlayan ve en girift problemlere çözümler getiren bir insan olarak bize Allahın bir hediyesidir.
Dünyanın sahte ideolojilerini Hz. Musa’nın asası gibi yutacak olan diriliş, fikir sihirbazlarını bile şaşkına çevirerek rayından çıkmış dünyayı tekrar rayına oturtacaktır.
O günler uzakta değildir.