Yağmur kıskacına almış kardelenleri. Kar çiçekleri nasıl da büyür kardelen olur.
Toprak susamış adeta ve beklemektedir misafirini. Baharın müjdesini verir ve cemre toprağa düştü diye haykırır. Kışın bitiş türküsüdür adeta ve iskansız mahallerde boy verir. Kar çiçekleri kardelen olunca daha çok sevilir. Sevgi bir bahar şarkısı, kardelen türküsü olur.
Ve kuşlar madımak toplar. Kış aylarında avcıların tuzağına yiyecek umuduyla düşerler. Ayaklarına dolanacak tuzakları hesaba katmazlar ve kurban olurlar. Yeşeren topraklar onların da umudu olur. Gagaları yeşile değecek, iplere dolanmayacaktır ayakları artık. Topladıkları çalılardan ağaç dallarına yuvalar yapacak, yumurtalar bırakacaklardır. Kanat çırparak, gökyüzünde taklalar atarak dolaşacak, kendilerince bahar bayramını kutlayacaklardır. Göçmen kuşlar… Baharı en çok onlar bekler. Özledikleri beldelere dönmenin mutluluğunu panayırlar düzenleyerek kutlarlar. Toplu gelir ve dağılırlar, adreslerini şaşırmazlar. Leylekler kendileri için yapılan yuvalara yerleşir, çalı-çırpı toplayarak onarırlar. Yerli kuşlar ve göçmen kuşlar buluşurlar yeniden.
Buğulu toprak bir esenliktir. Karı ve yağmuru emer, soğukla büzülen yorganını atar üzerinden ve buharlar gönderir gökyüzüne. Kendinden önce cemreyle muhatap olan gökleri haberdar eder dirilişinden. Doğumu en erken olandır toprak ve yeşerir. Kış uykusuna dalanları uyarır ve yol verir.
Toprak buğusu bahar şenliğidir cemâdâtın.
Dere yataklarına sığmayan sular… Suları ıslatamadım diyen şairin dizelerine nazire, yataklarına sığmaz ve taşarlar. Cemre suya düşünce çözülür buzlar ve çeşmelerin şırıltısına eşlik ederler. Kışı ağır geçen beldelerde donar çeşmelerin suları ve baharla birlikte çözülür, akmaya başlar. Donmayan çeşmelerin etrafını da buzullar kaplar ve oluşan buzul tabakası, minyatür buzulları andırır. Susuz yazın habercisi taşmayan dereler ve yağmadığı için erimeyen karlardır. Bahar derelerin taşması değil sadece, bulanık akmasıyla da ben geldim diye seslenir.
Ağaçlar, çiçek ve tomurcuk demindedir ve renk renk çiçekler kendini göstermeye başlar. Bir sunumdur yeşermesi toprağın.Ve kuzular meleyecek, kümes hayvanları arazide dolaşmaya başlayacaktır.
Ağustos böceği ve karınca hikayesi özne olmaktan çıkar, şal ve yün mağduru insanlar yazlıklarını nevruza hazırlarlar. Bir yenilenme sürecine girer her şey, kımıldar umut ve kımıldar kainat.
Baharda benim anımsamadığım daha çok şey var. Sıraladıklarım bir girizgâh. Kentli yaşamı seçenler kitap sahifelerinde ya da ekranlarda göreceklerdir bunları. Yüksek binalar arasında sıkışan ruh, bu güzelliklere kement atmak için elbette çırpınacaktır. Şehirli yaşamda bahar yok, kış ve yaz var. Tezgahlarda mevsim meyve ve sebzeleri ve değişen mağaza vitrinleri hatırlatıyor insanlara mevsimleri. İnsanların nefes alacakları yerleri bile işgal edenler, mevsimleri de yok ettiklerini bir bilseler.
Benim baharım mı ?
Berdül-acüz.
Ortadoğu üşüyor, ben üşüyorum.
Burada yosun tutmaz denizi annelerin
Bu Sayının Diğer Yazıları
Çizgi-10 / Behice Kolçak ŞarkŞiir Konuşuyor / Emre Şimşek
Bir Kaç Deli Güvercin / Nurullah Genç
Bir Buket Bahar / Şeref Akbaba
Zarftan Bahar Çıktı / Mehmet Öztunç
Tümünü Göster
Gün Aşırı
- İlk Adım
25 Nis 2018
Allah’ın adıyla Şairin anlamlı beytiyle giriş yapmak istiyoruz: “Erişir menzili Devamını Oku…
Cuma Akşamı
- Bana Sevdamı Geri Ver
25 Nis 2018
Kim, neyi kaybettiyse onu arıyor. Kıymet arz eden ve kendi Devamını Oku…