O, kırlangıç sayfalarına karıştı bütün bütün. Uzun bir kış öncesinin yakılacak kitaplarını yaşadı bilmeden, fena halde buruk. Kazağının, kolalanmış gömleğinin, nevresimi kararmış yatağının yalın kanaviçelerine geçirdi çinide biriken içini. Kitaplarına sokuldu hepten, kırılan kalbinin kırıklarına aldırmadan geçti akasya sokağının yağmurlu köşelerinden. Aklında kalan son kırlangıcı da yolculadıktan sonra kışın güzeran sarmaşıklarına bağışladı çinide birikmiş içinin yeminlerini. Şairleri vardı ve şairleri sevecek kadar kıskanç kediler beslerdi odasının en mütenâhi köşeciğinde. Aşk vardı ve aşkları kötümser, ürkek! Neyin aslını istediyse suretini yaşadığını fark etti aradığı aşklar arasında. Unuttuğu, karanlıklara hapsettiği, nedamet getirten sanmalıklar, yaşadığı bütün evcil düşüncelerini silip atıverdi birdenbire. Nasıl başlarsan derdi hep, öyle sokulursun hayata. Gün gelir, fena halde salkım saçak beklettiğin kurutulmuş plaklarla avunursun Tamburi Cemil Bey’in sesine karışan kuş sekmeleriyle. Kuş sekmeleriyle giyinirsin buketlenen yalnızlığını ve ecnebiye çalan dudakların için dokunaklıdır, içinde kanırtılmış hüzzam. Sonraları kitap kapaklarında biriken pembe yalancıkların üzerine ne kadar iyi oturduğunu düşündü: Kırılmış bir testi, begonya renginde bir veda ve makas alınmış kızıl bir yanak. Bütün sevmelerinin hüzzam taraflarını çiziktiriverdi buğusu henüz alınmış cam kırıklarına. Çitlembiklerin, mühürlü bademlerin, elyazması duaların sırrına yakıştırdı yüzünü. Yüzünü hüzzam aynaların sırrına gömerken, seçilmiş olmanın verdiği keyifsizliği sürdü omuzlarından aşağı kayan saçlarına.
O, kırlangıç sayfalarına karıştı bütün bütün. Sinema afişlerinin üzerine düşen yağmur damlacıklarını, kirli bir gerçeğin pörsüyen polisiye imgelerini düşledi hep, bütün bir güz boyu. Bütün bir güz boyu çaşıtları, kabaran öfkeleri, boğazlanışları ve ayışığı altında parıldayan bıçakları düşündü. Uzaklaşan, uzaklaştıkça yılınık bırakılmış bir keramet ustasına benzetti kendini; bilmediği bir öyküsü, görmediği bir şehri ve sevmediği bir adamı oldu hep: Ben, şehrim ve öyküm Yazılmamış bir tebabet klâsiği ömrümün biteviye çalan arsız duraklarında. Beklenilmekten buruşmuş maskesini değiştirirken, yüzünün üzgün taraflarını ağarttı ikindi vakitlerinde. Yeniden biriktirdi öçlerini. Öçlerini, öyküsünün başına getirirken, Üsküdar solgunluğuyla gerildi maviliğe karşı.Sonra çekiliverdi tümden, çekiliverdi ve tüyden hafif günahlarının uzun kış gecelerini düşündü. Yanılsamalı sevdaları okurken Şopen, Şekspir biraz da Kartlınd kahramanları uçuşuverdi hayâlleri arasından. İnce sözlü kelimelere giydirdiği düş hükümranlığının kanatlarına değen bir lehçe-i şahaneden dinledi kesif yenilgisini: Vaktini çoktan aşmış, dökülen tanelerini kendisine toplatan bir kum saatini yaşamıştı her zaman.
Dokunaklı bulduğu bütün do seslerine yaslanırken, incelen şiirlerin anısı için uçurdu kelimelerini. Üstelik kağşayan yanlarını domurtmuş suretiyle aşk vardı başucunda ve aşkları kötümser, ürkek! Söyledikleriyle biraz daha az kibarlaştı mevsim: Delisin, delisin sen! Ağız dolusu susarak bütün mevsimlerimi sana toplamıştım oysa. Yok, cebimdeki sinema biletinin mevsimini yaşıyordum, deliydim! Yani öznesiydim kırçıl sevme telaşının. Hırlıydı elbet, karanlıkta bile iğreti duran gölgesine masum bir serüven yazacak denli hırlıydı şüphesiz. Benim gerçeğimi, ayakları yere basan bir karabasan olup dinleyen her aşkın sigaya çektiğini bilseydin keşke dirhemleşirken ölüm damla damla içimde!
O, kırlangıç sayfalarına karıştı bütün bütün. Şansının olmadığı bütün oyunları denedi durmaksızın. Kül değmiş zarlarının, kapısı olmayan pullarının ve bütün kareaslarının kibirli meleği oldu. Aşk adına edilen bütün yeminlerin şansını zorlayan son ruleti için koydu, cebindeki fotoğrafları sedeften çekmecesine. Verniklenmiş gülleri bile suladığı için ayıplanmadı hiç. Yaşadıklarından taşan bütün şarkılardan sonra omuzlarına değen kır bir bakır tastan gördüklerine bakarak anladı, gözlerine sürdüğü dudaklarından kalkan kuş üşümelerinin rengini:
Bütün aşklarım Leyla!
Bütün sevmelerin hüzzam!
Bu Sayının Diğer Yazıları
Çizgi-7 / Behice Kolçak ŞarkBüyük Rüyalarla Geçen Bir Ömür / Alim Yıldız
Çerçeve / Esra Karabiber
Alem-i Berzahtan Notlar -II- / Muhittin Fırıncı
Ayışığı Dallarıma Çiğdem Dadanmış / Alâaddin Soykan
Tümünü Göster
Gün Aşırı
- İlk Adım
25 Nis 2018
Allah’ın adıyla Şairin anlamlı beytiyle giriş yapmak istiyoruz: “Erişir menzili Devamını Oku…
Cuma Akşamı
- Bana Sevdamı Geri Ver
25 Nis 2018
Kim, neyi kaybettiyse onu arıyor. Kıymet arz eden ve kendi Devamını Oku…