Efendim

Gel efendim
Nehirlerimizde bütün sular çekildi
Endişeler güneşi kapladı yeryüzünü
Korkunç yalnızlığımız boğuyor sesimizi
Işımıyor sokaklar kıblede tedirginlik
Susuzluk ömür boyu cezamız mı efendim
Kurudu bulutların gökyüzünde ağacı

Gel efendim
Yeni bir çağ kur. Kalp sarayı sahipsiz
Çile çeken gönüller unuttu merhameti
Gözler hain pusuda, hürriyet haraç mezat
Yollar sevinçten tuzak, yollar dipsiz bir gayya
Gittin, gülleri aşksız bırakarak efendim
Şimdi bu ateş yalnız ellerimizi yakar

Gel efendim
Sürgün kalplerimizi buluştur dualarla
Affa muhtaç dillere mühr-ü Muhammedi vur
Yeniden çoğalt bizi, yeniden kanımıza
Ve donmuş yüzümüze üfle şefaat sırrını
Aynalarla barıştır gözümüzü efendim
Kararan sokaklarda canlandır bahtımızı

Gel efendim
İnsanlığın cevheri dönüyor mağaraya
Veda tepelerinde savaşa duran melek
Müjdesini çekiyor kararsız yeryüzünden
Bütün coğrafyalarda âh o korkunç şaşkınlık
Her gün daha büyüyor kurtar bizi efendim
Hırsın kanı damlıyor dünyanın çatısından

Gel efendim
Mavi deniz ve buğday ve nur ve âsâ
Dökülüyor hayatın yaşlı omuzlarından
Boğuk sesimiz, boğuk. Külçe gibi karanlık
O kadim parıltına ne çok zarar veriyor
Kaskatı olmuş acun, kalpler göçte efendim
Bir hicret nefesi ver düşlerine ümmetin.

Gel efendim
Gecelerimiz sisli, cinayet ve korkaklık
Bir daha öğret bize kuşlarla konuşmayı
Ölümü ve acıyı, cehennem ötesini
Bereketsiz uykuyu sabahlara asılan
Ismarlama gülmeyi ve susmayı efendim
Yeniden öğret bize kovulmayı cennetten

Gel efendim
Tüm kapılar kapalı. Neden kapalı bildir
Neden kirlendiğini bilimin ve insanın
Öylece yetim duran mahzun emanetini
Öfkemizin elinden kurtar,al,götür
Bildir ihanetimiz neden puslu efendim
Hangi rüzgar savurur başımızdaki çığı

Gel efendim
Sibir dağına çevir yüzlerimizi
Ayrılığından bize neler kaldı ya medet
Hicran yüklü bir tarih,kırık bir medeniyet
Bağıran sesimize yapıştırılmış hüzün
Sensiz rahmet düşmüyor payımıza efendim
Döküldü kentimizin aşka tutsak surları

Gel efendim
Yıldırımların kıblesini değiştir
Kaldır üzerimizden isyanın renklerini
Ancak sana dönünce diner sancısı göğün
Çöle düşen sokaklar kurtulur ezilmekten
Siler kalbimizdeki pası gölgen efendim
Yeni yönler bağışla ümitsiz pusulaya

Gel efendim
Ruhumuzdaki paslı çivileri sök
Kıyamete dek bırakma elimizi
Nurunu işaretle aynada yüzümüze
Düşlerimize yeni muştular getir
Koru kalplerimizi kordan efendim
Kararan göğü titret utandır yıldızları

Gel efendim
Hatırlat o kadim andımızı
Haram et kin tutmuş gözlere uyumayı
Çekilen sular sensiz çoğalıyor derinde
Kurumuş okyanuslar bekliyor teşrifini
Dünya şaşkınlığında cinnet kral efendim
Koru günah çağıran aciz günlerimizi

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Çizgi-5 / Behice Kolçak Şark
Güldü de / Feride Sezer
Sûfi ve Şiir / Bilal Kemikli
Alnımızdaki Uçurum / A.Vahap Dağkılıç
Yaşıt Adımlar / Eyüp E. Akyüz
Tümünü Göster