Mevlana’nın üzerinde durduğu temel konulardan biri “anlamak”tır. Tahkik etmek, öğrenmek, bilmek, hissetmek, idrak etmek ve farkına varmak gibi anlamlara gelen anlamak kelimesini, bugün daha çok akıl erdirmek ve kavramak anlamıyla kullanmaktayız. Bir işe akıl erdirdiğimizde, yahut bir konuyu kavradığımızda “tamam bunu anladım” diyoruz. Dolayısıyla akıl erdirdiğimiz ve kavradığımız kadar anlıyoruz. Bir şeyi bihakkın anlamaktan çok, telakkimiz, zaviyemiz, kabiliyet ve iz’anımız oranında, diğer bir ifadeyle anlayışımız ölçeğinde anlamamız söz konusudur. Bu sebeptendir ki, anlamamız, bireysel ve toplumsal tecrübemizle içi içedir; tecrübe ettiğimi anlamam kolay olduğu gibi, anlayışım da tecrübe zeminimde hayat bulmaktadır. Bizi bu şekilde düşünmeye yönlendiren Mesnevî’de anlatılan bir hikayedir.
Çoğunuz bu hikayeyi hatırlarsınız; hani bakkal ve papağan hikayesinden bahsediyorum. Güzel sesli, yeşil renkli ve söz söylemesini bilen bu papağan, dükkanda bekçilik yapar, alış verişe gelenlere nükteler söyler, olarla şakalaşır, kendisine sorulan sorulara mantıklı cevaplar verir, güzel güzel ötermiş. Sabahtan akşama kadar yoğun bir tempoda çalışan bakkalın yegane dostu ve sırdaşı bu papağanmış. Bakkal bir gün evine gitmişti, papağan dükkanda yalnızdı. Bir kedi kovaladığı bir fareyi tutmak için birdenbire dükkana atıldı, zavallı papağan can korkusundan sıçradı, dükkanın bir köşesine kaçtı. Bu arada heyecandan orada bulunan gülyağı şişelerini devirdi, yağlarını döktü.
Bu arada dükkan sahibi evinden geldi, patron edasıyla yerine geçip oturdu. Bir de baktı ki, gülyağı şişeleri kırılmış, dükkan yağ içinde. Oturduğu yerde üstü başı da yağa bulanmış. Sinirlendi, sormadan soruşturmadan bunu papağanın yaptığını anladı. Öfkeyle papağanın başına vurdu. Böylece onu cezalandırmış, öfkesi dinmişti. Ama bu vuruş papağanın tüylerini döktü, başını kel yaptı. Papağan üzüntüden konuşamaz oldu, adeta dilini yuttu. Bakkalın ne vakit öfkesi dindi, yaptığı işten pişman oldu ama nafile papağan eski neşesine bir türlü kavuşmadı. Günahını affı için sadakalar verdi, hediyeler dağıttı, dualar etti ama olmadı, can dostu papağan bir daha konuşmadı.
Bakkal kederli kederli dükkanında oturmuş, nasıl ederim de papağanım yeniden konuşur, o eski neşeli günlerine döner diye düşünmekteydi. Bir aralık dükkanın önünden başı açık bir cavlakî kalender derviş geçti. Saçını usturayla tıraş ettiğinden başı tas ve leğen gibi cascavlaktı. Papağan onu görür görmez dile geldi; “Ey arkadaş!” dedi, “Ey kel! Ne diye kellere karıştın? Yoksa sen de şişeden gül yağı mı döktün?”
Mevlana, papağanın öyküsünü anlatıp diyor ki; Onun cevlakînin halini kendi tecrübesi bağlamında anlamasına, onu kendine benzetmesine halk şaşırdı; çevredekiler buna çok güldüler. Sonra ekliyor;
Merd-i hakkı kendine tutma nazîr
Gerşi birdir rem-i hatta şîr ü şîr
Her ne kadar, Farsça aslında arslan ve süt anlamına “şir” kelimesi yazıda birbirine benzerse de mânâları ayrıdır. Bu yüzden seçkin Hak erlerinin halini kendine kıyas etme, diyor. Hikayenin bundan sonraki kısmında zikredilen beyitler, sıradan insanla peygamber ve velinin farklarını ortaya koymaya matuftur, biz de bu beyitleri başka bir mektubun konusu olarak kabul ediyoruz. Ancak bakkal ve papağan sembollerinin, anladığını anlamlandırma hususunda aceleci karar vererek yanlış anlamalara sebebiyet veren “ben” ile gördüğü, duyduğu, okuduğu ve öğrendiği her şeyi kendi tecrübesi konteksinde anlayan ve çoğunlukla da “yanlış anlayan” “ben”i ifade ettiğine işaret etmek isterim. Bakkalımızda kırılan şişelerimiz, kırılan yüreklerden daha mı önemli? Anlamak sabır ve metanetle olaylar karşısında durabilmektir. Mamafih anlamak, görüp şahit olduğumuz her olayı kelleşen ufkumuzun bize sunduğu zaviyeden seyretmek midir? Anlamak derin ve yüce bir bakışla varlık ve hadiseye bakabilmektir.
Bu Sayının Diğer Yazıları
Çizgi-4 / Behice Kolçak ŞarkEylülde Yeniden ve Yine Ölebilmek! / Nesrin Çaylı
Anlamak ve Anlamak / Bilal Kemikli
Haberin Olabilsin Diye / Feride Sezer
t = m / Şahin Taş
Tümünü Göster
Gün Aşırı
- İlk Adım
25 Nis 2018
Allah’ın adıyla Şairin anlamlı beytiyle giriş yapmak istiyoruz: “Erişir menzili Devamını Oku…
Cuma Akşamı
- Bana Sevdamı Geri Ver
25 Nis 2018
Kim, neyi kaybettiyse onu arıyor. Kıymet arz eden ve kendi Devamını Oku…