Sevgili perçemin yüzüme düştü
Kalbimin en derin yerine düştü
Ve sabah yıldızı döndü dolaştı
Kimsesiz çocuklar evine düştü.
Kurdu yüceltilmiş sarp otağını
Yürüdü, yürüdü dağlar üstüne
Serpti ışığını karlar üstüne
Parçalanmaz sanılan ağlar üstüne
Yaslı annelerin önüne düştü.
Kara ormanların uğultusunu
Kuruyan otların en kurusunu
Yalaz başakların sarartısını
Ağaran gönüller savruntusunu
Yeşertti, yeşertti eline düştü.
Düşündüğü uzun yolculukların
Sonsuza gidip gelen salıncakların
Gökte gülümseyen bulutcukların
Yağmur oldu yağdı izine düştü.
Aldı ovaların kızartısını
Uçuk gözlerinin karaltısını
Gül perilerinin sevdalısını
Dövünen Sakarya’nın seline düştü.
(Ay Vakti Yıl: 2 Sayı: 15 (Aralık 2001)