-Abdullah Bektaş’a-
Yâr evinden gelmiş gibi
Gözleri yaş dolu Yûşa
Yola düşen ay bir yanı
Bir yanı âb-ı hayat
Denize değer gibi elleri
Aşk dolu Yûşa
Hey Yûşa hey Yûşa
Geceye
Zeytine yakışan geceye
Yakışan ve yaklaşan
Ve çoğalan geceye
Güne
Güne gün diyen üne
Yılları getiren sese
Sese ses veren nefese
Kalp üzere can üzere
Süren neyse sürsün yine
Biz ırmağın kalbine
En başa
Yûşa gibi en başa
Dağı parçalayan bakışa
İlk perdeye düşen aşka
Seni beni alıp en başa
Yeri göğü aşıp en başa
Hey Yûşa hey Yûşa
Anlat yine
Ey unutmanın pîri
Unutarak döndün nasıl en başa
Zamanı aşarak yürüdün nasıl
Savurarak bütün azalarını
Yola karışarak
Arınarak
Beklet güneşi Yûşa
Bize zaman gerek
Bir kader unutması
Bir yeni zaman için
Denmiş denen
Giden gitmiş
Ama biz deleceğiz bu gemiyi
Deniz bize mavi
Biz denize Yûşa
B