Kendim İçin Dürüstlük

Yaşadığımı gün duymasa, gece duymasa, kimse duymasa… Yazdıklarımı kimse okumasa. Görünmesem aynalarda. Kendime bir zamanı yaşasam… Yaşadığımı kendime duyurmadan yaşasam. Kendime, bir başıma kala kala zamanı da duymasam ve onu kaybetsem.
Kaybetmek istiyorum bazen. Her şeyi kaybetmek… Günü, gülü, güzeli kaybetmek… Ellerimi açık bırakıyorum. Tutmuyorum bir şeyi. Kendiliğinden gelip ya kalıp ya gidiyor bir şeyler, tutmuyorum. İsteyen kalıp isteyen gidiyor tutmuyorum. Alıkonacak denli güzel olanlar yok mu? Var. Gözümün kaldıkları, gönlümün kaydıkları var. Ama tutmuyorum. Hiç gözüm kalmamış, hiç gönlüm istememiş gibi. Zaten zaman sonra da öyle oluyor.
Gibi yaşıyorum, bazen yaşıyorum, belki yaşıyorum; yine de hepsini çok fazla yaşamış oluyorum. Oysa bunlarda bir kesinlik yok. İstemiyorum da kesinlik.  Kesinlik, keskinlik gibi bir şey, bir bıçak ağzında… Yine de o ağızda yaşıyorum. Hepsinin çok fazla içinde oluyorum. Uzak kalmak istedikçe, uzak kalmak istediklerimin daha çok içinde buluyorum kendimi. Nasıl oluyor bu anlamıyorum? Nedenini arıyorum, bulamıyorum. Evet, uzak kalmak istediklerimin daha da yakınındayım. Özellikle yapmış olsam, özellikle gitmiş olsam, istemiş olsam anlayacağım bu yakınlığı. Ama yok, özellikle yaptığım bir şey yok.  Bu yüzden ne kendimi, ne başkalarını anlamıyorum. Ne hayata ne ölüme yakınlığımı anlamıyorum. Anlamıyorum artık hiçbir şeyi.  Yine de anlamaya çalıştığımdan soruyorum.
İstemediğin şeyin olması nasıl oluyor? İstemediğim şeyin olması nasıl oluyor? Demek ki bir hata yapıyorum bir yerde. Bu seferde hata arıyorum. Onu da bulamıyorum. Bulamadığıma göre bu hata sevdiğim bir şey olmalı, alışkanlık olmalı ya da yaşam tarzımın kendisi olmalı ki onu hata olarak göremiyorum. Göremediğimden, varsa da yok. Yine başa dönüyorum, elimde bir şey yok. Ellerim hep açık ve boş. Ellerimi kapamamışım, ihtiyatlı davranmışım, dikkat etmişim neye yarar? Ben istemeden de oluyor bir şeyler. Engel olamıyorum, oluyor.
Yeniden, bir yerde hata yapıyorum ihtimali geliyor aklıma. Ve bir hata yapıyorsam o hatayı, hata olarak göremeyişim geliyor. Bulamayışım geliyor. Besbelli ki alıştığım, sevdiğim bir şey ki bulup çıkaramıyorum. Bulsam ne olacak? Kendimden ayırt edemeyecek kadar benden olandan nasıl vazgeçeceğim? Zor, ama imkânsız da değil. Of, imkansız değil, ben mi diyorum? Oysa usanmışım, yorgunum.
Biraz ölüm renkli bir hayat mı arzuluyorum? Varlığımı kimseye duyurmayacak, ama beni renksiz, soluk, cansız da bırakmayacak… Çünkü yokluğu bırak, renksizliğe bile katlanamıyorum.
Ne kadar hayat içindeyse o kadar da ölüm mü yaşıyor insan? İkisini de o kadar çok mu yaşıyor? Ölümle hayat arasında gidip gelindiğinde renkler, duygular, duyuşlar değişiyor-dönüşüyor-çoğalıyor.
Ne de çok yaşamış oluyordum uzak kalmak istedikçe… Demek o sırada ölümü duyuyordum. Ayrılığı duyuyordum. Bunlarsa beni hayata, beklemeye itiyordu. Zıtlar, zıddını hatırlatıyor ve bir nevi de onları yaşatıyordu. Bu yüzden kaçtığımın içinde buluyordum kendimi. Kaçamıyordum. Kaçamayacaktım.
Bari diyorum yaşadığımı gün duymasa, gece duymasa, kimse duymasa. Nasıl ve ne zaman açılır bu kapı kimse bilmese. Kimsenin içeri girdiği görülmese, kimsenin dışarı çıktığı görülmese… Ama bu hayat hep çok renkli, hep çok zengin olsa. Yalnız tanığı olmasa. Hiç olmasa. Hiç kimse, hiçbir halimin tanığı olmasa. Her yaptığım kendim için olsa, her yapmadığım kendim için. Kendime karşı böyle bir samimiyeti ve dürüstlüğü yakalasam… Bütün hesaplar benim yüzümden kabarık, bütün hesaplar benim yüzümden zorlu mu? Evet, zorlu olsa… Kendime karşı böyle bir samimiyeti ve dürüstlüğü yakalasam… Yakalasam da sonra geceye çıksam, sonra gün yüzüne… Lekesiz, ışıl ışıl, tertemiz.  O zaman yazdıklarımı okusam. O zaman yazacaklarımı okusa başkaları. Görünsem aynalarda. Kendime bir zamanı yaşasam ama içinde sen de olsan, başkaları da… O zaman yaşadığımı kendime de duyurabilirim, başkalarına da.
Yoksa… Böyle olmayacaksa…
Ölüm çok daha renkli olabilir hayattan.

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Sanmak / Semra Saraç
Vakte Can Bol Hayat Serpmek / Alâaddin Soykan
Evet Çığlık Diyorum / Selami Şimşek
Durmakla Anlamak Arasında / Necmettin Evci
Mağara Ağzı Yoksulluk / Ali Yaşar Bolat
Tümünü Göster