Ben ki, şikâyet iklimlerinden geçtim de geldim,
Yokluk çeşmesinde ömrümü tükettim de geldim.
Peygamber Mescidi’nin mütevekkil uğultusu,
Kulaklarımda Bilâli bir ses duydum da geldim.
Hafsalam almıyor kim âciz, korkan kim kendinden?
Paslı yüreğimi ezanlarla açtım da geldim.
Ha Bağdat bombalanmış, ha İstanbul ne fark eder?
İşitince feryadını hüzün kaptım da geldim.
Yemen çölünde dedem esir düşmüş İngilize,
Tam yedi yıl, yedi düvele sabrettim de geldim.
Parmaklarıyla yazı yazıp Kâbe duvarına,
Şahadet isteyen ümmete sevindim de geldim.
Ayak tabanları çatlamış, susuz toprak gibi,
Afrikalı kardeşime gönül verdim de geldim.
Seher tenli ellerimi sürerek gözlerime,
Çağları aştım; Efendimizi gördüm de geldim.