yol bir kuşu bekliyor, kuş bir şarkıyı
son gecesinde mehtabın
bakıyorsun görmediğin o sonsuz
ırmaklarına bir şairin
insanlık tuzsuz ve soğuk
bir yemeğin karanlığında
deli atlar geliyor yıkılan şehirlerin
ölümü büyüten mahzenlerinden
bir kan kuyusu insanlık
kendi mazlumlarını vuruyor
kendi kalbinin mevzilerinde
ben kimi bekliyorum böyle avare
beni kim bekliyor bilmiyorum
gölgeler mi, cellatlar mı, dağlar mı
içeceği kan olanlar ağlar mı
avuçlarımda kurşun damlayan
can yaprakları
yüzümde ayışığının
yıldızlı bakışlarından
kalan yeşil damlaları sevdanın
bilmiyorum kemiklerim
ateş mi, su mu
ya sessizce kıvrılacak
ve susacağım
ya da ayağa kalkacağım arslanlar gibi
göğsümü pençeleyip yırtana değin
haykıracağım
uyandırmak için yıllardır
uyutulan, aldatılan kalbimi