Star Wars: Bir Mitin Sonu mu?

1977’de, Hollywood’ın iflasın eşiğine geldiği o yılda çekilecek bir filmin sadece bir film olarak kalmayacağını, kimse tahmin etmemişti. Bahsettiğimiz o efsane; Star Wars. Beyaz perde tarihinde eşine az rastlanır ilgi ve fanatizmin sahibi.
Bir filmden daha fazlası.
Çekilen ilk üç film; ardından gelen ikinci üçleme, TV dizileri, animasyonlar, fanların çektiği filmler, romanlar, çizgi romanlar, maskotlar ve dahası… Kısacası karşımızdaki sadece film değil, popüler kültür efsanesi.
Bu günlerde Star Wars hayranları, fanatikleri adına ne derseniz işte o kitle, sinema önlerinde çadır kurmuş vaziyette.
17 Aralık’ta serinin yedinci filmi gösterime giriyor.
İtiraf edelim; 1977’den beri böylesi merakı diri tutmak hiç de kolay değil.
Star Wars, serisinin ilk üç epizodu 1977-1983 yılları arasında çekildi. Dahası, bu üç film Epizot 4-5-6 olarak isimlendirildi. Ardından 1999-2005 yılları arasında ikinci üçleme geldi ve bunlar da Epizot 1-2-3 olarak önceki serinin öncesi şeklinde kodlandı. Bu ikinci üçlemeden sonra 2008’de çekilen Star Wars-Klon Savaşları, ayrı bir filmdi. Bu minvalde 2003 yılında çekilen dizi de vardır. Şimdi ise serinin 7. Epizodu gösterimde. 2017’de 8., 2019’da ise 9. Epizodu gösterime girecek.
Burada cevabı aranan soru şu:
Star Wars’un sırrı ne?
Salt bir popülerlikle açıklanması mümkünse Hobbit, Yüzüklerin Efendisi gibi aynı kategoriye dâhil edilen filmler, neden aynı kaderi paylaşmazlar?
Star Wars serisinin ilk üç filmi, batı dünyasındaki bir bakışı barındırmaktadır. Doğuya yönelen bir meraktır bu. Daha genel bir planda ifade edilecekse; 1945 ve sonrasında batı düşüncesinin buhranına çıkış arayışıdır. Modern dönemden post-modern döneme evrilişin gerekçeleri sirayet etmiştir. Pozitivist düşüncenin insanî olmayana boyun eğdirmesidir doğuya yönelen bakışın ardında yatan sır.
Star Wars’un ilk üç filminde (1977-1983), doğu düşüncesinden yaklaşımlar vardır. Tasavvuf ve zen sanatlarından etkilenişler. Mistik bir ruh yansır filme. Usta-çırak ilişkisi, yoğun Japon dövüşleri ile varoluşsal bir iklim yaratılır. Doğuya öykünme, batıya yeniden düş kurmayıöğretir.
Elbette sözünü ettiğimiz, bir filmdir.
Formatından dışarıçıkamaz.
Ancak bu noktada daha da alevli bir tartışma yatmaktadır.
Film, hangi türdür?
Bilim kurgu mu, fantastik mi?
Kategorik bakışlar, sınıflamalar; yanıltır insanı aslına bakarsanız.
Her filmi kendi gerçekliği içinde değerlendirmek gerekir. Yine adet yerini bulsun, derseniz şöyle ifade etmek gerekir: Star Wars, bilim kurgu değildir.
Bu tespiti ilk üç film için yapmak doğrudur.
Üzücü olanı ise ilk üç filmden sonra gelenleridir. Başyapıtın üzerine başyapıt yapmak elbet zor. Ancak Star Wars serisinin 1999-2005 yılları arasında çekilen ikinci üç filmi, ilk üçlemede savunulan fikrin tam tersine bir okuma yapar.
Hayal kırıklıkları buradan başlar.
Mistik bir arayışa sahip ilk üçlemenin aksine, ikinci üçlemede bilimselliğe, rasyonalizme yönelen bir okuma çıkar karşımıza. Varoluşsal düşünce daha pozitif hale dönüşür.
Bu yüzden, şeksiz şüphesiz bilim kurgu türüne örnektir.
Yazık olmuştur ilk üç filmdeki emeğe. Batıdan bunalım doğuya giden, ama yönünü batıya çeviren bilincin eseri gibidir.
Umudu batıda arama saplantısı bir bakıma.
Serinin üçüncü devrinde çekilecek üç filmin ilki, yükü ağır bir birikimle yansıdı perdeye.
Beklentiler büyük, merak olağanüstü. Star Wars’un dümeni nereye dönecek sorusu?
Star Wars 7 Güç Uyanıyor, bir devam filmi olmanın ötesine geçmiyor, geçemiyor.
George Lucas’tan yönetmen koltuğunu devralan J. J. Abrams, filmi olduğu gibi geçmişe yaslıyor.
Daha fazla aksiyon, daha hızlı kamera hareketleri ve daha boş bir film görüntüsü veriyor.
Hayranların tepkisini bilircesine, bolca eskiye referans sahnelerle karşılaşıyoruz.
Kurnazca.
Hayal tüccarlığının sonu mu var?
Orijinal üçlemeye dönük olması da dâhice.
1999-2005 yılları arasıçekilen ikinci üçlemenin nereye savrulduğunu onlar da biliyor.
Bunun için öze dönüş planlıyorlar.
Ama nafile.
Filmin ruhunu yakalamaktır önemli olan.
1977 ruhu da diyebiliriz.
Doğuda aranan hakikat macerası.
Rasyonel ve pozitif olandan kurtulma denemesi.
Biz bunları yazarken, hayran kitlesinin hayli memnun kalacağını ifade etmeden geçmeyelim. Yeni nesil kamera ve tekniklerle görsel açıdan kotarılmış bir film Star Wars 7.
Peki ya Star Wars efsanesi?
Bir hikâyenin, masalın sonu.
Rüyadan uyanış.
Hâlâ izlememiş olan varsa 7. Filmi (2015) değil, ilk filmi (1977) izleyebilir.
Bir başyapıt nasıl da olurmuş görüp anlayabilir.
İyi seyirler.

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Malumat / Ay Vakti
Şirâze’den Şirâze’ye Saklı Mektuplar -75 / Şiraze
Sen De Tozlu Yaşasana / Kâmil Eşfak Berki
Uyanış / Nurullah Genç
İkinin Peşine Düşmek / Semra Saraç
Tümünü Göster