Papatya yapraklarını kopartan kararsızlık
Çıkmayan fallara hesap sorar mı?
Sorular şahlanmış bir at gibi kişner
Yağmur çölleşen alnımıza da yağar mı?
Gök gürlüyor taşlar susuyor
Gök gürlüyor bir çocuk üşüyor
Korkunun kirli gömleği üstümde
Harap bahçelerde bülbüller ötüyor
Bir şelalenin alnından doğuyor güneş
Yangınlar büyüyor hayalin beşiğinde
Ayaklarımın altında kayıyor dünya
Beklerken ölümü sonsuzluk eşiğinde
Kırık bir cam gibi dökülüyor korkular
Yaralı bir kuşun simsiyah kanadında
Bir karanfil sağnağında kalmış uykular
Uyandırır güneşi gökyüzü yatağında
Gözlerinin avlusunda bir çocuk ağlıyor
Çatlamış dudağında söylenmemiş türküler
Hüzünlü bir nehir gibi sessizce akıyorsun
Hayalin duldasında gelip geçerken günler
Gözlerin sükûtun Kâbe’sini tavaf eden
Gözlerin minyatür bir kaledir ummanlarda
Ben bir yağmuru bilirim bir de seni
Ah solmamış bir gül ver bana
Ateşten bahçelerde üşürken öylece