Kod Adı: K.O.Z.

I- Hikâyenin Sonu: Kültür Sanat Politikaları
Filmin sonundan başlamalı bazen.
Söylenecek çok şey olsa da en esaslısı ilk önce söylenmeli!
Uzatmadan ve kestirmeden.
Siyasal başarısını ve emeğini bir kenara bırakacak olursak on üç yıllık bir iktidarın hâlihazırda belirli bir kültür, sanat ve eğitim politikasının olmaması, üzerinde uzunca düşünülmeyi hak eden devasa bir sorun.
Eğitimi bir yana bırakıp biz meseleye kültür-sanat penceresinden bakalım. Hadi daha da daraltalım. Sadece sinema, tiyatro bağlamı dâhi bırakın uzun ince bir yolu, arpa boyu mesafenin kat edilemediğini gösteriyor.
Kültür iktidarı elbet zor. Kolay değil! Farkındayız. Ama ilgili bakanlıktan tutun belediyelere varıncaya kadar pek çok imkânın hâkim-elit kitleye teslim edilmesi de acıtıcı!
Suç sadece iktidarın değil.
Suçu sadece orada aramak da iş değil.
Kendi kültürel birikiminin farkında ol(a)mayanlar, yeni bir söylem geliştiremeyenler, sinemadan tutun tiyatroya varıncaya kadar üretemeyenler, taklit hastalığını terk edemeyenler de sorumlu! Meselemizin, kökünü tarihten alan yeni bir medeniyet inşası olduğunu, olması gerektiğini fark etmeliyiz. Dert edinmeliyiz.
II-Filmin Hikâyesi
Siz benim iç dökmelerimi bir kenara bırakın, Kod Adı: K.O.Z. filmine bakın. Bırakın sol düşüncenin ve kimi tarafgirlerin ideolojik bakışlarını.
Film, üzerinde konuşulmayı hak eden bir film!
En azından hikâyesi mühim. Tartışılmayı hak ediyor.
On yıldır hâkim oligarşi ile iktidar olmaya çalışan kitlelerin amansız mücadelesi yeni bir safhaya geçerek, bambaşka bir boyuta ulaşmaktadır. İşte film buradan alıyor ilhamını. Yapımcısının film için söylediği “devlet düşmanlarının iç yüzünü ortaya çıkarmayı amaçlıyor” sözü bile durduğu noktayı özetliyor.
Kod Adı: K.O.Z., Utelsan’da görevli mühendislerin milli yazılım projesini gerçekleştirirken öldürülmeleri ile başlıyor. Ülkesi için mücadele edenlerle ihanet edenlerin karşılaşması ile devam ediyor. Mehdi Efendinin emrinde, devlet kurumlarını ele geçirmeye çalışan bu grup, bir yandan askeriye, emniyet, yargı ve finans çevrelerinde tüm ipleri eline almaya çalışırken baskı, şantaj ve tehdit gibi yöntemleri kullanarak insanları kontrol altına alıyor.
İngiliz Mr. Joseph’in emri ile Türkiye Sorumlusu Özkan Bey, Emniyet Sorumlusu Zübeyir Kozan, İstihbarat Müdürü Remzi Akkaya; Kâinat Sorumlusu Mehdi Efendi’nin halife ilan edilmesine çalışırken kendilerine engel olacak kimseleri de yok etmektedirler. Bunlardan birisi de Tahsin Bey olup, helikopteri düşürülür ve yaralı olmasına rağmen İstihbarat Müdürü Remzi Akkaya’nın emrindeki polisler tarafından öldürülür.
Kendileri için hayati önemde olan TİT Müsteşarlığı görevine Başbakan tarafından Altan Bey getirilince örgütlenmeleri de çözülmeye başlar. Bunun üzerine Altan Bey’i Yargı Sorumlusu vasıtasıyla tutuklamaya kalkarlar. Ama başaramazlar. Toplumsal kalkışmalar, darbe girişimleri planlarlar yine de istediklerini elde edemezler.
Kod Adı: K.O.Z., sadece üst hikâyeden ilerlemez elbet. İhanet şebekesinin kandırdığı insanların aile içi çatışmalarına da değinir. Abileri istediği için nişanlısı Zeynep’ten ayrılan Enes’in hikâyesi; İstihbarat Müdürü Remzi Akkaya ve onun gazeteci kardeşi ile münakaşası, babasını terk etmiş olması alt fonda ilerler film boyunca.
Sansasyonel girişimlerin başarılı olmaması nedeniyle İngilizlerin Ortadoğu’daki amaçlarını yerle bir eden Başbakan’a direkt suikast planlanması aşamasına geçilir. Suikastçı namlusunu odakladığı anda kamera durur, film sona erer.
Kod Adı: K.O.Z. hikâyenin hakkını vermekte zorlanıyor. Onca olayı bir filme sığdırmak gereksiz yere boğuyor. Sekanslar arası bağlantı kopuyor. Bütüncül kalamıyor. Yarım yamalak bir sürü hikâye anlatmak yerine bir hikâyeyi didaktik üslup kullanmadan düzgünce anlatmayı tercih etseydi film. Keşke!
Heyecan verici olaylar bundan mütevellit bir türlü yansımıyor filmin genel seyrine, perdeden izleyicisine. Kod Adı: K.O.Z.’un basit bir dizi bölümü gibi kalmasının ana nedeni de bu: Kurgulayamamak ve hikâyeyi parçalayıp yok etmek.
Basit kaçan kamera hareketleri, filmi durdurup hızlandırmak ve abartılı görseller ise cabası. Hâlâ anlamıyoruz. Film, efektleri ile değil hikâyesi ile yakalar izleyicisini.
Daha dingin, daha içten, daha basit ve gerçekçi bir senaryo ile sinemanın temel kurallarını ihlal etmeden çekilse ne de güzel olurdu!
III-Sinema Bir Masaldır
Her şey bir yana önce şunu anlayalım. Masal, tarih boyunca insanları büyüleyen bir şey!
Hikâye ise anlatının en vazgeçilmez olanı! Sinemanın kuralı, görüntü dili ile hikâye anlatmak. Bu yüzden sinema vazgeçilmezdir. Eğer film hikâyesinin hakkını vermişse!
Gelin görün ki, Kod Adı: K.O.Z. yarım kalmış, parçalanmış bir film.

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Halep Karası Tadında / Ali Yaşar Bolat
Yoğurt Mayası / Ayla Aydemir
Dünyamızın Dayanılmaz Cazibesi / Engin Elman
Rauf / Fatih Korkmaz
Durma, Yürü Git / Ay Vakti
Tümünü Göster