Ölümden uzak olan
Hayata da uzak kalıyor.
Büyük dönüşümün kıyametini yaşıyoruz.
Yaşadığımız kıyametin doğuşu.
Ölümden arta kalan bir hayatı yaşar da
Bilmez mi insan ölümü, ölümünü?
Varlık, içinde yokluğu büyütüyor
El değmemiş, bâkir ve şeffaf bir ânı.
Bu kalp beni ölümüme çarpıyor.
Araya araya hiçliği mi buldum?
Gülüşümün rengi morarıyor.
Masaya düşen gölgemi fark ediyorum
Durgun bir leke gibi önümde.
Yaralarım dahi soğuk kanıyor
Sonuçta kendime dönmekten
Onu çoğaltmaktan başka çarem kalmıyor.
Senin dilin susmak biliyorum
Yoğun, soğuk bir yalnızlık çevrendeki.
Hiç bitmeyen boşluk mekânın
Genişlemek sende
Kaçmaktan sonra dar odalardan.
İyi bir tek güzele yakışıyor,
Gel orayı sen doldur
Dolduracaksın
Gene bana gelecek benden giden
Geliyor işte
Yaşamak sen ne zorsun.