Kışkırtma Nöbeti

Deli/kanlı bir ıslık bırakıyorum
sabahın en toy yerine
çarşılar damarlarını saklıyor
ıslığımın kışkırtan tonundan
korku
göz kapaklarını kapatıyor
ölüm
kol geziyor dört bir yandan
Yaşamak
şefkatten kanatlarını çekiyor
doğan her günün üzerinden
korku ve ölüm
ekmeğe katık
gırtlağımızda duruyor öylece
kimse ismini taşımıyor yanında
sesler bir fısıltı gibi değiyor birbirine
kelimeler çekiniyor lügatlerden çıkmaya
hançeremde buğulanıyor dua
ve ben ölümün adını
her gün, her an
borç diye taşıyorum cüzdanımda

Neden karıncaları ayaklandırmıyor çarşılar
neden sesler sessiz kalıyor dağarcığında
başım bulutların üzerinde
ve ben
bazı günler haytanın biri oluyorum
bu yüzden kirletiyor denizi ayaklarım.

Oysa benim işim
insanların hizasına yazılmak
ateşlerine çomak sokmak:
uyanın! ey rüyalarında yaşayanlar
bakın gök kubbe çatırdıyor
altımızdan kayıyor yeryüzü
sis ve duman sarmış her tarafı
hayat acı oklarını saplıyor böğrümüze
artık çıkmak gerek çarşılara.
korkmadan
usanmadan
kutsal bir savaş bilerek hayatı…

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Kışkırtma Nöbeti / Seyyid Ahmet Kaya
Sanat / Ay Vakti
Dolunay Zamanı II / Şeref Akbaba
Arif Dülger İle Söyleşi / Şeref Akbaba
Damla/ Billur / Sevim Zehra Can
Tümünü Göster