Sessizlik iki kere içimde
Biri senden biri benden
Çünkü adı aşktır
Hangi kelime dayanır bu ağır yüke
Böylesi bir ayrılık saatinde
Eski bir güz gibi mi şimdi her şey
Yapraklar solgun çiçekler sarı
Geri kaldık güneşin ardında
Aşamadık dağları
Öyleyse bu şiiri
Bir pervane bir muma söylesin
Yansın bu eylül sarısında
Öğrenip bir elifi n sırrını
Titreyen bir kelebek gibi
Düşsün gecenin kucağına
Gece ki süküt içre bir bilge
Herkeslerden uzak sana yakın
Bir kederin eşiğinde
Yenildik ve kefen sardık kendimize
Öldük ama işte böyle öldük
Ne kimse duydu sesimizi
Ne yıldızlar baktı bize
Çatlamış kâse dökülmüş su
Tükenen ömrümüzdür kalan hüznümüz