Hazret-i Pîrin Divânında

Yüceden mi geldin sen seher yeli       

Daha yarim ellerinen gezer mi?       

Solmuş derler gül benzinin eziği       

O yâr beni defterine yazar mı (Uzun hava)

Ha divanında durmuş sevgilinin Süleyman

Ha otobüs durağında

Birden sesi gelir gözünün karasını yediğinin

Söylediği hangi denizin kıyısından

Hangi çağlayanların başını taşa vuran çığlığından

Aldı çağlayan:

Adın geçti kara yazılar arasında     

Seni birbirlerine gösterip dediler     

Say ki üzerine kanatlarımı gerdiğim     

Kayalardan yukarı çekip aşağı,    

aşağı indirip yukarı vurmak istediler

Aldı Süleyman:

İşte Süleyman’ın derdi budur     

Konuşan bir çeşmeyse ne desin     

Sesin ardında bir meleğin kanadından     

İnen serin bir imbat gibi dökülüyorsa     

Suya karşı ne yapsın Süleyman

İşte ne yaptı: Sustu ve içti o sesi ve sesin ışıltısından

Sızan bahara dönen güz ikindisini

Sen ne dedin o ne dedi varınca         

El bağlayıp divânına durunca         

Selam edip hal hatırın sorunca         

Benim yârim eskisinden güzel mi?         

O yar beni defterine yazar mı?

Aldı ikindi meleği

Seni hangi kanadımın arkasına saklasam sen yine o sen     

Ha otobüs durağındasın, ha benim yanımda     

Gözümü istiyorsun, beni görmek için     

Gönlümü istiyorsun beni sevmek     

Ellerimi istiyorsun beni tutmak     

Kanadımı istiyorsun beni uçmak     

Kalbimi istiyorsun beni ağlamak     

Ha ellerin benim ellerimde, ha yüreğin kanadımda     

Yanıyorsun yanıyorsun yanıyorsun

Süleyman artık almadı

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Üşüyen Şehir Bir Kaç Dakika Uyuyan Şair / Ay Vakti
Mevlâna ve Şems Münasebeti / Şadi Aydın
Akif’i Şiirlerle Anmak / Mustafa Özçelik
Âkif’te Tek Çare Neydi? / Muhsin İlyas Subaşı
Mehmet Âkif ve Vahdet-i Vücûd / Selami Şimşek
Tümünü Göster