yine haziran
güneşi dağlayan sesi ölümün
cemalini nakşediyor
başı bağlanmış kelimeler dilimde
ya hay la yemut
mimli bakışını esirgemeden
ölümü cebinde bir şair
ölüyor
karanlığı esir almış zemheri
şamdanlar uykusuz
ay bedir olmuş taraçalarda
ve kafdağının
büyük doğu çarşısında
alaeddinin lambası
yanıyor
yine haziran
mengenede aklı heyulanın
erik dalı ve üzüm
kayıtlarda bir öğlen sonrası
poyraz esiyor
güneş donanması fatihalarla
menziline geri
dönüyor