Kara göründü, uğuldadı sarhoşluğu denizin
Sönük deniz fenerleri çağırdı kestane-
ölümleri – bekledi dönüp kırık mendireğe
Çekti tüyden hafif kollarıyla aydınlığını
Sırlı okyanuslara sakladı kızıl sakallı-
Barbarossa ve Cezayir zencisi köleler
ırak bir cesaret toplanırken zümrüdünde
Kara göründü! Orasızlık yırttı siyah derisini
Güneş iğne ucu kadar büyürken gözlerinde
tahta bacaklı korsanlar çekiyordu
güçlü kollarıyla güneşin soluğunu üstümüze
kara göründü ve bir lodos yaktı ciğerlerimizi
Alargada yutkundu yarası tuzlu denizi
Karıştırdı barut kokularını deniz kokularına
-dişlerinin arasında bir et parçası – el incesi
Sayıklar baygın geceyi epey uzakta
Kara göründü, mürekkep damlar mavisi
Güneş denizköpüğü, kıskanç, uğuldar sokaklara