Ey mahzun Gazze, yüreğimdeki derin sızı. Her gün zulme uğrayan ve şehit olanlara destek için yola çıkmak istesem de çaresizim. Elleri kolları bağlı hissetmenin dayanılmaz acısını yaşıyorum. Ümmetin dağınıklığı, ayrıntılarda katmerleşen bölünmüşlüğü, zalimlerin ise birlikteliği canımı yakıyor.
Size ulaşılabilecek yollarda engeller ve barikatlar var. Size gelemiyorum, ama siz daima bendesiniz; zihnimde, hanemde, hayalimdesiniz. Hislerim size ulaşamayacak ama sesim, belki çığlığım, size varır. Gün, dünü askıya alıp unutarak geçici zevklere kapılma günü değil. Sizin acılarınıza şahit olduk. Aramıza örülen duvarlar bir gün yıkılacak, maskeli çağın maskeli zalimlerinin zulümleri ateş gibi yüzlerine çarpacaktır.
Size el uzatamamanın faturasını başkalarına yıkmak ağrıma gidiyor. Bir o kadar da kahroluyorum. Suskunluğum burada kalsın, dertleniyorum işte. Gözlerinizdeki ışıklar sönmesin, sizi tanıyan kuşlar, güvercinler başka ülkelere göçmesin.
Sizin cenk şarkılarınızı, kahramanlık öykülerinizi sakladım gelecek için; tarihin manifestosu olsun hepsi diye. Acıklı öyküleriniz pıtrak gibi çiçeklenip yeni doğanlara can suyu olsun inşallah. Annelerin ve bebeklerin gözyaşları tüm dünyayı ıslattı. Katillere meydan okumanız, vicdanına dokundu bütün coğrafyaların. Sizi bilmeyen kalmadı bu yerkürede, çünkü çifte kavrulmuş, katlanılmaz acıklı hayatlarınız düşmüyor manşetlerden.
Ve yine siz, evet siz; korkuyu ve yılgınlığı kovup sabrı ve merhameti azık ettiniz, yılmadan. Biliyorum, kanla sulanmış topraklarınızdan zeytinler daha gür çıkacak. Şehitlerin soluklandığı semalarınızda kuşlar daha özgür uçacak. Bakımsız kalan hayalleriniz daha da coşacak. Vicdanları temizlenen insanlar sizin inanç dünyanıza koşacak.
Haysiyetli iddianız, bizim de iddiamızdır; Gazze özgür kalacak. Mevsimler bile size selam duracak. Hayat sizin için sakladıklarını yeniden çiçek gibi açacak. İşte o zaman dilerim ki gökyüzünün mavi örtüsü altında hep beraber güleriz. Kadim zeytin ağacına yaslanıp portakal yiyerek bu kutlu destanı bir kahraman yazacak elbette. Üstünüzdeki kirli, zalim ve acımasız eller kırılacak. Kim bilir, daha neler olacak.
Her ne olursa olsun, Gazze bundan sonra yiğitler diyarı olarak anılacak. Yolunuza taş koymaya çalışanlara temiz vicdanlar lanet okuyacak. Onların duaları, zalimlerle aranıza aşılmaz bir duvar örecek.
Bu topraklarda kökünüz tekrar yeşerip, taze kanlarınız ata tohumu olacak. Annelerin ağıtlarıysa İsrail’i boğacak. Her oyunu, ihaneti, dümenleri gördünüz, direniş ve dünya halklarının sizin için ayaklandığını da. Vicdanı olanlar sesinizi duydu, zalimlerse kan içmeye doymadılar.
Sizler, yüreklerimize yurt oldunuz. Nefes aldığımız sürece yanınızdayız. Temennimiz o ki hayalleriniz çiçek, umutlarınız yelken açsın geleceğe; korkusuz ve kedersiz, geniş ve ferah yollar açsın. Müminler olarak her zorlukla birlikte iki kolaylığın olduğuna inananlarız. Her gecenin ardından, herkesi ısıtmak için bir gündüzün pusuda yattığı gerçeğini biliriz. İşte o gün, hayatın rahminde büyüyen hikâyenizin doğum günü olacak.