Şedid Kav

yarası sızlayan eczâ-

Bitkini fânusun, gözkapakları
Büyülerken tılsımıyla çarşıları bir çingene
Uğunur kendi içine, yorgun bir yılkı
Bir his çeker onu dağlara, belki bir sanrı

İncir ağaçlarında, sineklerin valsi,
Kozası bir kelebeğin, dut yaprağında
Elleri bir kadının, dalgın yüzünde
Ölümü örümceğin, kendi ağında

Çınlarken avazımda yer altı suları
Kıvranır benliğim bir yaprağın gölgesinde
Küflü uykusu ekmeğin, tadarken kıyısızlığı
Bir yengi güzler içimdeki ırmağı

Taşır, şedid kav, sığırcık kuşunun inleyişini
İçimi oyarken gidemezliğin maviliği
Yaşamak için tuz ve yarası sızlayan eczâ;
Diri diri çürütse de etimi.

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Arayışlar, Tercihler    / Şeref Akbaba
“Olmak”la “ölmek” arasında: Araf / Ay Vakti
Yukarı Şehir     / Züleyha Kayaoğlu Eker
Kısık Sesler Marşı / Yavuz Selim Yaylacı
Sıradan Bir Adam / Yavuz Ertürk
Tümünü Göster