Serencam

Beni terketmedin.
Yılları birlikte tükettik. Gündüzlerimin alacakaranlığı, geceleri gözlerime abanmış rehavet.
Kimi vakitler hep birlikte olduk.
Ben çağırmasam bile, bütün benliğin ve hüviyetinle konuğum oldun. Dostluğun çok, çok sıcak.
Ayrılık kavramı literatürüne girmemiş; kırmak, darıltmak, üzmek lügatinde yok.
Akşamı sabaha, bugünü yarına, bu yılı geleceğe ertelememde hep etken oldun.
Elime kitabı alınca gözlerime acıdın.Kepenkleri ağır ağır indirdin.
Çalışmak isteyince yorgunluk libasını giydirdin.
Vakitlerimi hor kullanmamda bana kılavuz oldun. Süslü rüyalar, derin uykuların elçiliğini yaptın.
Kitaplarımın eskimesi,azalarımın yıpranmaması için her gayreti gösterdin.Yazmak istediğimde beni bahanelerle donattın.
Sonra başkalarına muhtaç ettin.Kendim yapmam gereken şeyleri yapmayınca, başkalarından talep ettim. Peşimi bırakmadın, bırakmak gibi bir niyetin de yok.
Yaz aylarında sıcak, kışın soğuk diye avuttun beni.
Hep yarın, yarın diye aldattın.
Adına yazılmış öyküler okudum. Seni yerden yere vuran masallar dinledim. Tavsiyelerde, telkinlerde senden uzak durmam isteniyordu.
Her defasında zırhımı kuşanmama rağmen yenik düştüm. Ne sen terkettin beni, ne de ben vazgeçtim. Seni kaybetmek işime de gelmiyordu.
Bahanelerimin elçisi oldun. Atak yapacağım, kazançlı çıkacağım vakitlerde tüm bedenime ümitsizlik şırınga ettin. Oysa biliyordum ki ümitsizliğin bizim dünyamızda yeri yoktu. Buna rağmen set oldun önümde.
“Örtünü” kaldırıyorum üzerimden. Sen beni avutan, aldatan tembellik. Yıllardır önüme sürdüğün bahaneler elimin tersiyle itiyorum.  
Bu dostluğu bozuyor ve seni kovuyorum.  
Git! Artık bana musallat olma!  
Ciddi ciddi kovuyorum seni.  
Tembellik. Yıllardır tuttuğun elimi bırak!  
Benden uzak dur!
Peygamberimiz “Bir günü, bir gününe eşit olan zarardadır”, buyuruyor. Her gün yenden doğmak… Dünün ağırlığını dağarcığa atmadan. Dinç ve diri bir şekilde başlamak güne.
Üzerimizde yürüyen ve bizi bitkinleştirmek isteyen ne varsa, kırmızı işaret göstermek…
Nefret olgusunu yerinde kullanmak suretiyle, bütün yönlerini sevmek yaşamın ve tiksindirmemek insanları…
Daha diri, daha canlı ve hep ümit var olmak… Tepelemek tembelliği… İbadetlerimiz ve çalışmalarımız önünde set olmasına engel olmak…Diriliş bayrağını yüreğimizin gönderine çekmek…
Hiç ama hiç tükenmemek…

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Yaprak Dökümü ve Savaş Rüzgarları / Ay Vakti
Serencam / Şeref Akbaba
Mutmain Hüzün / Erol Erdoğan
İnanmışlık Var Oldukça / Hakan Özbek
Bu Sabah / Senai Demirci
Tümünü Göster