Yüzünde Düğün İçinde Yas

ateş yaktık hüzünle dağlara karşı mehtaplı bir gecede
sessizlik ormanında rüzgârın saklanışını görmeliydin
görmeliydin yıldızların ellerindeki beyaz çiçekleri

o gün bugündür nerde bir dağ görsem duysam
hep leylâ’nın gece olduğunu düşünürüm
ki tarar saçlarını elinde dolunaydan bir ayna

oysa gülün başında dikenler nöbet tutuyor sürekli
hayaller nasıl eliyor umutları yürük değirmenlerde
biliyorsun aşk da ağartır adamın saçlarını bir gecede

şimdi hatıralar yolcu otobüsünde unutulan ahşap bir valiz
güneş unutmaya başlayınca akşam oluyor hatırlayınca sabah
hani adam vardır ya yüzünde düğün içinde yas

böyle sevdim onu rüzgâr gibi gittim ırmak gibi koştum
yağmur gibi yağdım çiçek gibi açtım penceresi önünde
kıpırdamadı bir perde dahi dokunmadı kapının sürgüsüne el

neyleyim kirpiklerimde yaşlar eğlenmiş yanağımda gamze
neyleyim rıhtımda herkes karşılıyor beni leylâ gelmemiş
uzaklara değil tuzaklara düşürüp bir ceylan gibi avlasınlar beni

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Bir-İki Erzurum-III- / Şeref Akbaba
Ümit ve Korku Arasında… / Ay Vakti
Keçecizâde İzzet Mollâ’ya Göre Edirne’nin Mânâ Kut... / Selami Şimşek
Aforizmalar / Naz
Ruh Çiçeği   / Muhammed Korkmaz
Tümünü Göster