“Nur Topu Günlerin Kanına Girdim”

Gönlümüze, dilimize düşen; hayatımız, hayallerimiz ve ideallerimiz olan ne varsa, bir sonu oluyor. Hayat devam ederken, arzu ettiğimiz gibi ya da istem dışı varlığını sürdürüyor. Varlık ve yokluk nefes alıp verdiğimiz sürece de devam ediyor.
Aslolan bu sürecin istenildiği gibi yürütülmesidir.
Geçmiş pişmanlık, gelecekte tereddütlerle zaman zaman yolumuzu kesiyor. Kimi zaman şeridi geriye sardığımızda olumlu yaşanmışlıklar değil, olumsuzluk sarmalı galebe çalıyor. İnsanı rahatsız eden ve geçmişte kalması gerekenler travmalar oluşturmuşsa kolay kolay hafızalardan silinmiyor.
İnsan, yarınlarda pişman olacağı şeyleri yapmamalı, kısmen de olsa içinde bulunmamalı düsturunu edinse de, hayat tek düze yaşanmadığı için ve insanda sosyal bir varlık olması hasebiyle bu tür edinimlerden hali olamıyor. Hangi mesleği icra ederse, yaşanan hayatın bir yanını tamamlıyor ve orada olumlu, olumsuz şeylerle karşılaşabiliyor. Olumsuzluklar geride kalmalı, çöpe atılmalı, zihni ve kalbi meşguliyetle kişiyi yormamalı elbette. Ancak, birde sebep olanlar var, gereksiz yere hafızaları işgal eden bu olumsuzlukların failleri var. Onlar özür beyan etmek bir yana, birçoğu hiç kale bile almıyor, vurdumduymaz ve aymazlığa devam ediyorlar.
Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi ne güzel ifade etmiş.
Hazer kıl kırma kalbin kimsenin cânını incitme
Esir-i gurbet-i nâlân olan insânı incitme
Tarîk-i ışkda bi-çâreyi hicrânı incitme
Sabır kıl her belâya hâne-yi Rahmân’ı incitme
Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme

Nefs muhasebesi elbette insan içindir. Kendini sorgulamalı, yarınlara ümit ve güvenle bakmalıdır. Pişmanlık sarmalından kurtulmalı, güvene dayalı yanlışlar, samimiyetin doğurduğu tahfifler, küçük düşürmelerin müsebbibi olan ne varsa onlara da fırsat vermemelidir. İnsan, küçük düşürüldüğünde kırılır, üzülür, yıpranır, çaresizlik hüviyetine bürünür. Bürünmemeli, haklıysa karşı koymalı, yanlış varsa düzeltme üslubunun bu olmadığını muhataba çekinmeden söylemeli ve güçlü olmalıdır.
İnsanın dünü olduğu gibi yarını da vardır. Yarınlar daha önemlidir. Ümit var olmalı, kem söz sahibine, çirkin davranış sergileyenin kişiliğine aittir ilkesinden hareketle zihni berrak bir şekilde bu günü, yarınlarını, zaman bana emanettir şuuru ve idrakiyle değerlendirmelidir. Yarını olan insanlar; hem ekonomik, hem sosyal çevre, akraba, eş-dost ve arkadaşlarından oluşan bir birikim sahibi olurlar. Hırçın, egoist, bencil, tepeden bakan insanların bu tür bir sermayesi olmaz.
Yalnızlığın kademe kademe yol aldığı bir zaman diliminde bu birikimlere her insanın ihtiyacı var. İnsani ve İslami olan da budur.
İnsan, ürettikleri ve tükettiklerinin muhasebesini doğru yapmalıdır.
Varlık sebebini de unutmamalıdır.
Son söz Üstad’ın.
Nur topu günlerin kanına girdim
Kutsi emaneti yedim bitirdim
Doğmaz güneşlere bağlandı vade
Dişlerinde, köpek nefsin, irade

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

“Nur Topu Günlerin Kanına Girdim” / Şeref Akbaba
Seçme İradesi / Ay Vakti
Nefes / Züleyha Kayaoğlu Eker
Depremin Vebali / Semra Saraç
Sezai Karakoç’u Yazmak İsterken-III  / Semra Saraç
Tümünü Göster