8.içimiz buruk
dudullu’da bir depremzedenin evinde
kırık dökük hatıralar arasında
evin reisinden yürekleri parçalayan hikâyeler dinlerken
çocukların yüzündeki buruk hüzün ve mutluluk arasında yaşamak..
‘şarıl şarıl akan suda abdest alırken önceleri
küçük pet şişe suyla öğrendik
depremde abdest almayı’
kara bir bulut üstümüzde
her sabah yeni bir sarsıntı
yeni bir hayal bir o kadar umut
sürekli değişiyor özlem
annenin göğsüne yapışık geldi bebek
kuş enkazından geldi
yanan ateşin kıyısından
etrafta yoğun reyhan kokusu
beyaz elbise giyenler
uzun bir yolculuğa çıkarken
siyah bir örtü düşüyor annenin kucağına
‘getirip önüme attılar
iki siyah torba içinde
gencecik iki civanımın cesedini’
çocukların ellerindeki meşaleden
aydınlık bütün şehirler
eski günlerden kalma bir kış
bir ucu masallarda
bir ucu afetlerde
hüzünlü bir kavuşma
güzel bir buluşma
içimiz buruk
ramazan güzel