Şehrin dağları, ovaları, yaylaları, köyleri, mahalleleri vardır. Şehrin ağaçları, çiçekleri, böcekleri, kurtları, kuşları vardır. Şehrin evleri, okulları, kütüphaneleri, fabrikaları, parkları, bahçeleri vardır. Şehrin dedeleri, nineleri, babaları, anneleri, torunları vardır. Şehrin yazarları, çizerleri, şairleri, sanatçıları, ustaları, çırakları, amirleri, memurları vardır. Şehrin gözü, gönlü, hatırı, hatırası vardır.
Evet şehir tüm saydığımız ve saymayı unuttuğumuz özellikleriyle şehirdir ve bunlar içerisinde insan unsuru olmadan şehir, şehir hüviyetini kazanamaz. İşte bundan dolayıdır ki şehri imar eden de tarumar eden de insan olmuştur.
İnsan ki varlıkların en şereflisi, âlemin göz bebeğidir. İnsan doğduğu, yaşadığı, havasını-suyunu, ekmeğini-aşını yediği şehri asla unutmaz. Şehrine, beldesine, köyüne, mahallesine bu yüzden sevda çeker. Ve bu sevda onun dilinden döküldüğü gibi, kalemle, yazıyla, kâğıtla kitapla da kisve-i tab’a bürünür. Bu eser, böyle bir sevdanın mahsülü. Şehrine, ilçesine, mahallesine sevdalı bir Erzurum Tortumlu ağabeyin, gözüne-gönlüne dokunan insanları dile getirip yazdığı bir vefa ve kadirşinaslık eseri.
Vefa ve kadirşinaslık bu olsa gerek ki her yazısına “dostlar” diye başlıyor ve kalbinden süze süze, damıta damıta yazıyor. Böyle Erzurum şehri sevdalıları çoğalmalı, çoğaltılmalı, sevilmeli sayılmalı, desteklenmelidir. Bencilliğin, menfaatperestliğin, ikiyüzlülüğün, merhametsizliğin, sevgisizliğin, vefasızlığın kol geldiği bu yüzyılda bir şehre sevdalanmak, şehrin insanlarına hürmet ve muhabbet duymak, onları dile getirmek, yazmak ne güzel.
“ Vefa, kökleri yerde, dalları, yaprakları göklerde olan, meyveli bir ağaç gibidir.” Mevlana.
“Bizim bu dünya hayatındaki yaşam süremiz sonsuz değildir, hangi noktadan bakarsak bakalım bunun bir sonu vardır. İşte sonu bilinen bir hayatta kalıcı olan tek şey gök kubbede hoş bir sedadır. O nedenle yüreğinizden ne geçiyorsa onu karşı tarafa hissettiriniz, zira ne yarın olur nede yarın “o”olur hayat geç kalmayı affetmez. Ben de bu uyarıyı dikkate alarak”keşke” dememek için yüreğimden geçenleri ahde-vefa olarak yazmaya ve kalıcı olsun diye de kitaplaştırmaya karar verdim. “
“Hatırla(n)mak Güzeldir” isimli çalışması ile yüz elliye yakın hemşerimizin hayatını kitaplaştırdı Ali İhsan Toraman.
Değerli ağabeyimize sağlık ve afiyet dolu bir ömür diliyoruz.
Bu Sayının Diğer Yazıları
Mevlânâ Ne’miz Olur / Enes GüllüHeveskar / Şeref Akbaba
Nuri Pakdil “Çiçeklerden Bir Bazuka” / Suat Savur
Doç. Dr. Salih Uçak ile Söyleşi / Ali Yaşar Bolat
Erzurum Şehrine Sevdalı Ağabey / Selami Şimşek
Tümünü Göster
Gün Aşırı
- İlk Adım
25 Nis 2018
Allah’ın adıyla Şairin anlamlı beytiyle giriş yapmak istiyoruz: “Erişir menzili Devamını Oku…
Cuma Akşamı
- Bana Sevdamı Geri Ver
25 Nis 2018
Kim, neyi kaybettiyse onu arıyor. Kıymet arz eden ve kendi Devamını Oku…