Emin elden, sapasağlam alınan ve hakikat buketi olan değer yükü, ömür boyu bir adanmışlıkla taşınır. Bu derin soluklu yürüyüş kutlu bir telaştır.
Haliyle, öncül olanı yakınında tutan yaşa basmaz, gözlük aramaz, İhtiyacı olana vaktinde yetişen olur.
Bu meyanda geniş yelpazesiyle bir ‘ocak’ olarak değerlendirdiğim Ay Vakti Dergimiz, Üsküdar’dan gel eylediği sofrasına penceresinin müdavimi kuşları da dâhil etmiştir. Ay Vakti; aydınlanma, net görebilme, beslenme, el verme arzusuyla yirmi iki yıldır her hafta Cuma namazı sonrasında, gençler öncelikli bu gönül kapısını hep açık tutmuştur.
Günlerin inanç ve sosyal yaşamdaki yerleri, üstlenmiş oldukları içeriğe uygun davranışın tatbikiyle değerini korur. Cuma günü, Cuma namazının feyziyle tutuşturulan Ay Vakti Dergimizdeki muhabbet közü, yaktığı meşaleyle etrafını aydınlatır olmuştur hep. O gün çay hazırdır. Kısmetimizde simit veya başka ikramlar, dudaklarda selam, gönülde muhabbet vardır.
Müsait olduğum zamanlarda, çoğu defalar Üsküdar’da Mihrimah Sultan Camii’nde Cuma namazımı kılarım. Akabinde ayağım doğruca Ay Vakti’ne, ocağın çektiği sıcaklığa götürür beni. Bazen birkaç dakika kapıda beklediğim olur, bazende açık olan dergimizi ilk selamlayan ben olurum. Bekleme sürecimde kapının hemen sağ tarafında duvarda montajlı mini sofrasından dergi kokusunu çekerim içime. O koku muhabbete motive eden kutlu telaşımızın vesilesidir.
Kapıdan içeriye atılan adımın devamı muhabbet erini pencerenin açılmasına kadar getirir. Pencere önünde çoğu zaman kumrular, güvercinler ve bazen de serçeler muhabbetimize dâhil olur. “Çayın dem kokusu, muhabbet ortamından nefis kokusunu uzaklaştırır.”Tabaklara pay edilen ikramlık simitlerden kuşların nasibi özenilerek küçük parçalar hâline getirilip ilk gelenlerin elinden konulur. Tabaklarda kalan tanecikler de penceremizin müdavimlerine silkelenerek, pencere önündeki kuşların da muhabbeti uzatılır. İnanç birlikteliği, davranış birlikteliğini oluşturur. Sofranın kuşlara silkelenmesi hanemizde şükür duasının getirdiği berekettir. İşte bu bereket, bu aynı közden tutuşma bizleri Ay Vakti’ne çekmiştir.
Bu Cuma da Ay Vakti’nde Cuma sonrası dost gönüllerle muhabbet derinden seyreyledi. Boşalan bardaklara sohbetle demlenmiş çay dolduruldu. Penceremizin müdavimi kuşlar da simidimizden nasiplendi. Yarına açılan kapının kilidi biziz, dili muhabbetimiz…
Bize düşen, ilmin-bilimin arkından saf bir su gibi akarak aldığımız nefesin hakkını vermektir.
Söz Yumağı ve Söz Yutağı isimli kitaplarımda yer alan yüzlerce özdeyişten biriyle toparlıyorum konuyu:
“Sofrasını kuşlara silkeleyene komşu ol, onun sofrasında oturtacak minderi bulunur.