Suyu yorumluyor yağmur
Gecekonduların teneke çatılarını yumruklayarak
Kentsel dönüşümlerin hatırası balkonlarda
Mesaiye geç kalmış kadınların eteklerinde rüzgâr
Bir müezzin sala vermeye çıkıyor öksüz minareye
Yorgun babaların oturduğu parklardan geçiyor ölüm
Kim bir elmayı öylece yiyebilir
Cennetten kovulmuş düşlerin eteğinde
Kâğıt toplayıcıların arabasında kutsal kitaplar
Yırtık bir Tevrat’ın son yaprağında Musa
Bense vakit geçirmeye çalışıyorum
Henüz saati gelmemiş randevuya yetişmek için
Kirli bir mendille siliyorum yüzümü
Yüzüm bir aynada unutulmuş çizgilerle dolu
Penaltı atışlarına kalıyor maç
Uzatmalarda yeniliyorum her zaman
Siz ırmak kayıkçıları çöl rehberleri
Buzdan evler ışıması eskimo sarayları
Dilimde bir yerleşik hayatlar türküsü
Kuşlar için ekmek doğruyorum pencere önüne
Bir terzi kefen biçiyor bir usta taş yontuyor
Çoktan kaybolmuşum gecenin sokaklarında
Yitirdiğim rüyayı arıyorum uykusuzluğun mahzenlerinde
Yıllar surat asarak geçiyor yöremden
Üstümde kelime sağanakları şiirler
Bir hamur gibi yoğruluyor toprak
Balçıktan yapılmış ademler yürüyor sokaklarda
Bir kızın saçlarına dolaşıyor ikindi rüzgarları
Henüz görülmemiş bir rüyanın içinden
Sessizce gelip geçiyorum