Klasik Türk şiirini merkeze alan ve estetik kaygıyı önceleyen bu çalışma, sanat bakımından Osmanlı şiirinin genel bir panoramasının ortaya koymaktadır. Ciddi bir literatür taramasının olduğu eserde Klasik şairlerin divanları esas başvuru kaynağı olarak değerlendirilmiştir. Titizlikle üzerinde çalışıldığı anlaşılan kitap, alana katkı sunacak ve yeni çalışmaların kapısını aralayacak niteliktedir.
“Estetik Kaygı”, dört bölümden oluşan bir kitap. Kitabın giriş bölümünde “kaygı” duygusu üzerine detaylı ve derinlikli bilgiler verilmektedir. Burada estetik kaygı, sanatı besleyen başat unsur olarak vurgulanmıştır. Şairin “ne” söylediğinden çok, “nasıl” söylediği öncelenmiş, eserde sağlam bir söylem yakalamış olan şairin kalıcılığının mutlak olduğu vurgulanmıştır. Kitabın bütününde sanat söz konusu olduğunda nicelik değil, nitelik öne çıkmalıdır tezi savunulmuştur.
Osmanlı şiirine yöneltilen haksız eleştirilerden biri olan “hamilik” meselesi eserde geniş olarak irdelenmiştir. “Şair ve patron” konusu tartışılmış, kendileri de birer şair olan Osmanlı sultanlarının sadece şairleri değil, bütün sanatçıları koruyup kolladığı örneklerle anlatılmıştır.
Bloom’un “etkilenme endişesi” eserin diğer önemli bir konusu. Altı estetik revisyonist kategoriyle bir şairin nasıl olgunlaştığı teferruatıyla anlatılmıştır. Şairlerin taklitten özgün ben’e uzayan süreci, detaylı bir biçimde irdelenmektedir. Estetik kaygı söz konusu olduğunda özellikle üslup bakımından Bloom’a müracaat etmek pek çok noktadan esere yenilik ve genişlik katmıştır. Klişeleşmiş ve geleneği olan bir edebiyat ortamına gözlerine açan Osmanlı şairinin mimesis’le deneyim kazanması ve mimesis’ten katharsis’e geçmesinde gösterdiği hüner, edebi alana ait terim ve kavramlarla açıklanmıştır. “Gök kubbede hoş bir sada” olarak kalan Osmanlı şairinin kendi olabilme serüveni ve kimlik kazanıp var olması örneklerle gösterilmiştir.