Şair

Şair bir gül yolcusu
Kanayan yerlerinden boy verir
Tebessümün altın yüzlü çocuğu

Işıklar içinde uyur
Kusursuz altın heykeller
Bilmezsiniz ne sınavlardan geçer
Arınıp çıkarlar gün yüzüne

Dilin gergin kaslarıyla konuşur şair
Tutuşup
kanatlanır bir anka edasıyla
Ve yükselir göklerine içinin

Narıateştendir teni
dili gümüşten
Harlayan coşkusuyla imgenin
Mahmuzlayıp yüreğini son hızla
Akıp gider sınırsız evreninde düşlerin
Duymayıversin tek çağrısını göklerin

Vakt erip dönünce kutlu seferden
Şaşmaz bir kuyumcu edasıyla
Saflaştırır
söküp çıkarır aradan sözün has cevherini

Alevin ışığa kesmesi gibi
Sözler tavını bulur
renkler beyaza yürür
Yeni bir dil belirir
seslerin ötesinde

Bir yeraltı ırmağıdır yazılmayan her şiir
Gönenip gürleşerek derinlerinde ruhun
Kanırtıp kamaştırır köklerini şairin
Fışkırıp çıkana değin kaynağından dizenin

Çıkmaya görsün ama
Çıkmaya görsün gün yüzüne
Değişir dünya

Ne eşya aynı kalır
Ne sen
ne biz
ne onlar

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Arayış / Şeref Akbaba
Nasıl da Zormuş / Nurullah Genç
Vefatının sene-i devriyesinde Alafortanfonik Lafla... / Necmettin Evci
Dağ İle Konuşmak Üzerine Bir Deneme / Mücahit Koca
Sanatta Niteliksiz Nicel Sorunu / Salih Uçak
Tümünü Göster