Tentürdiyot

sapla samanı karıştırma artık godout!
bunu yapma artık bir gün daha geçip giderken öylece
beklemenin kaç odalı bir ev olduğunu hem
senden öğrenecek de değilim!
ben, büyük avlulu evlerin çocuğuyum
anlamam hiç asansörleri dolup taşan apartmanları
salçalı ekmeğiyle koşuşan her çocuğun
kanayan yaralarını anlayabilirim ancak
bütün bir sergüzeştim bu
hem hiç çantam olmadı benim
hem sürekli mahzunlaşan yüzüm
bir aynayı kıracak kadar yusuf değildi doğrusu!

sapla samanı karıştırma artık godout!
çünkü ben estragon değilim çizmemi bağlayamam
bunu isteme benden bunu isteme
bunu isteme çünkü ben
işime gelmeden
pozzo ve lucky kadar âmâ ve ahraz değilim
beni iki kişilik sanıyor herkes
venedik sokaklarını dolduran herkes
prusya’yı keşfeden herkes
boynunda ve mazisinde roma-germen kutsalını
bir muska gibi taşıyan herkes
parayı ve napolyon’u aynı yumurtanın ikizi sayan herkes
beni iki kişilik yani beni biz sanıyor
aynı herkes
bu mümkün değil oysa
bu mümkün değil
çünkü bütün mümkünlerin kıyısında
boğulmuştum bu
öyle bir avuç sudan ibaret değil
oysa dünya, evren, kainat, alem, halk yani kozmos
benim iki adımım kadar bir sokak sadece
ve benim iki adımımla dönüşmüş olur herkes böylece
ben gregor samsa’yım çünkü
ve benim sadece iki adımımın adıdır metamorfoz
bütün bir akşamüstünü griye çevirmekten olmadır benim bakışım
griye, çok can yakmış bir ateşten kalma kül rengine yani
sonra o venedik bugün bir hayli kalabalık
oysa bugün bir ordunun yürüyüşü çok fazla dünyalık
oysa bugün yapayalnız bir insan bir ordudan daha aydınlık
oysa benim tek bilebildiğim hani;
veni vidi ve sonrası berlin-roma mihveri kadar karanlık!

sapla samanı karıştırma artık godout!
içtiğim tütünün bütün dumanı çünkü genzimi yakmaya kalkıyo’
benim genzim magna carta’dan beri sanayi devrimini
benim genzim birinci petro’dan beri oysa
sıcak suları arzuluyor
benim genzimin yanmasındandır çünkü
akdeniz’in tuzunun aslında eksik olması
bundandır oysa genzimin yanması
fransız ihtilali’ne benziyor
çünkü bir genizin yanmasına benzer
bütün bir dünyanın yanması
ve bütün bir dünyanın yanması şimdi
benim boğazımın geçilmesini zorunlu kılıyor
oysa benim boğazım hicrî binüçyüzotuzüç’ten beri
çanakkale boğazına benziyor!

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

“Hatıralardaki Erzurum” / Yusuf Kotan
Basiret Ehlinin ‘İbretli Bakış’ı [Nasihat-nâmeler]... / Ahmet Çapku
Hacı Bektâş-ı Veli’nin Seyr u Seferi / Kadir Özköse
Erik Dalına Tutunmak / Ayhan Sağmak
Mezarlık Yürüyüşü / Selim Suçeken
Tümünü Göster