“çiçeklerimi alana kadar daha kaç hayatın sönmesi gerekiyor?”
• gizemli kôanlardan birinde yazan yazı
I.
huzurunu kaybeden ne varsa bunu
akıcı bir zamanın tam ortasında kaybetmiştir.
zaten akıp giden ne varsa
geri dönülemeyecek bir yola koyar
bütün her şeyi.
bu biraz da gizemini kaybetmiş
bir büyücüye benzer,
meselâ bir mum durmadan erirken.
ve işte zaman da bir büyücüden farksızdır
bir nehir gibi öylece akıp giderken.
II.
beni bir mekâna biçtiler
giydim işte ölümsüzlük gömleğini.
düşünün ki küle dönmüş bir fitil,
süremsiz bir zamanı imgeler
-iken –
oysa belirli belirsiz bir mühürdür ömrüm
hep kendini tazeler.
III.
çam ve sedir kokuları duyumsuyorum.
bu bana zamanın hareketsiz kılındığının
habercisi sanki.
biraz tereddüt biraz tedirginlik sarıyor
bütün uzamı.
ve ben böylece apaçık bir imge gibi
duruyorum bir masanın üzerindeki
yosun tutmuş vazoda.
işte şimdi bir şeylerin farkındayız;
tütsü kokan odalarda,
zamanın mekâna doluştuğunun da!