(Kâinatın Efendisine)
“Öyle muhkem tutayın dildâr eteğin
Ya elim kat’edeler ya keseler yâr eteğin” NECATÎ BEG
“Sana bir duadan baktım efendim”
Ellerimden baktım
Eteğine yapışsa kalsa kalbim diyerek
Gönlümü alıp götürse adımların diyerek
Uykulara, rüyalara hayâllere
Ve şefkat dediler adına dadandım
Ve rüyalardan çıkardılar beni
Gözlerimi aynalara tuttular
Utandım, utandım, utandım
Beni bilmezdi bu sokaklar bu karanlık
Uykularıma yılanlar savrulurken buldum
İçimin köpeklerini
Ruhumun kemiklerini sayarak ve ağızları sulanarak
Arada akrepler koklardı ellerimi
Bir elime tuttular iğnelerini, bir beynime
Ellerim beni unuttular
Ayaklarım ben uykudayken beni bir tenhaya bıraktılar
Bir yalnızlık bildi beni, bir de kimsesiz türküler
Yandım yandım yandım
Sonra adın söylendi
Binlerce adın söylendi
Selamlar verildi selamlar alındı
Sana göklerden ve yerlerden ve aralarındaki her şeyden
Selamlar getirildi
Kendimi bildim
Adın söylendi ve bitti karanlık
İnandım inandım inandım
Şimdi doğduğunu kutluyor şiirler
Seni söylemeye susamış sözler geliyor
Adının çeşmelerinde yıkanıyor rüyalar
Hayaller yeniden bir bir elden geçiyor
Titremeye mecâli kalsa kelimelerin
Seni söyleyecekler, sana söyleyecekler
Senden söyleyecekler
Suların, denizlerin, yerin altında kaynayan ateşlerin
ve hüznün ve hayat denen hatıranın
hayâline dadandım, kalbim adına dadandı
merhametine dadandım
say ki adını ve sesini içtim
kandım kandım kandım