Gelirsin düzüme
Elin yüz bin çocuk
Ayakların yüz bin
Tahtın bir çıban gibi
Omuzlar üstünde
Sözden öte.
Ben bir çerçi, bir çoban gibi
Korkunun berisinde
Atların ve gölgelerin
Bilmem kaç bin kat altında göğün
Çölün zirvesinde
Ben hep böyle susuk, ağlağın asaleti
İzbe odalarda,
Mahzenlerde bir emci düşüyle
İsa’yı beklerken
Sen bana Eyyub’u öğütle.