-Alaaddin Soykan’a-
sesimi çığlıkla aharladım gözlerimi yaş
yılkılara nal kestim rüzgârdan uğultu soğuk
yareyi yarladım emlere ağyar sürdüm
makas terzidir kumaş iplik iğne kirpik
gök rızık tarlası kuşların nefesi yağmur
irkilme ayıkladım yıldırımlardan dağlara
güle diken yaktım sevdaya karanlık serptim
güneş bırakıp gitti geceyi ayda yıldızlı şenlik
güz besledim hüznün düğününe ağaç ağaç
raylar götürdü trenleri bilmedi yolcu kim
aşk pembe değil karadır leylâ gözlüm kara
kaçana dönüp bakmazlar kamçıla ateşi cana
haberi tez yaz mektuba gülüşü gamzeye mıhla
mecnuna gurbet oy özlem yüküne deniz büyüt
ırmağı ağıtla çeşme çeşme ayyarlara neşe dağıt
küsmek aşkın yüzüğü tak kulağına küpe kiraz
kuyularda bulunur güzellik yukarlara çıkma
kanında sevda olmayanı su bile zehirler
gittim gittim aynı yerdeyim hani kervankıran
karınca vardı kâbe’ye süleyman’dan selâm
öpsün hacerü’l-esved’i bundan böyle güvercinler