Üç Günlük Dünya

17 Şubat-Çarşamba -1999:
Şiir meraklısı bir genç.
Kırıkkale’ den. Yaşı 24 civarı.
Eşiyle geldiler Yazı Kitapevi’ne.
Düşçınarı’na daha önce şiir göndermiş!
Yayımlamamışım! Çay ısmarladım.
Adam bir şeymiş gibi sorgu sual ediyor.
İyi şair var mıymış gençlerden ?
Kimlermiş bunlar?
Ben nasıl ölçüyormuşum yayımlayacağım şiirleri? Nasıl anlıyormuşum? On yıldır şiir yazıyormuş! Bir hayli laf. Yeni şiirler gönderecekmiş! Bakarız, diyorum. Yani bu şiirciyi tutmadı gözüm.

18 Şubat – Perşembe:
Sevgili kardeşim H.
Bu şiir diye yazdıklarında elbette güzel şeyler var. Güzel cümleler, güzel deyimler, güzel tanımlar mevcut.
İçin dolu, kalbin yaralı, yüreğin yanık. Tabii ki bunları yazıya dökmenin de bir sistemi var. Yani bir ritmik yapışkanlık gerekiyor. O onun özümsenmesi, terbiye edilmesi, cümlelerin, mısraların, hatta düşüncenin; yani ana fikrin disipline edilmesi gerekiyor. Malumundur ki şiir öyle göründüğü kadar ne kolay, ne de basit bir şeydir. Zordur. Kendini kaptıranı yakar, kavurur. Kendini kaptırmayanı ise başıboş bir serseri gibi dolaştırır ortalıkta. Yani kendisi özellikle kıskanç, bencil, ateş gibi bir şeydir.
İster ki kendinde yanıp yakılsın o meftunu biçare.
işte böyle zor bir işe girmişsin.
Ne diyebilirim ki.
23 Şubat- Salı:
Kelimelerin günahsız olduklarını anladım.
Kelimelere günahı yükleyen biziz.
Kendimizi çok şeyin üzerinde bildiğimizdendir belki de.
Belki de o aşırı büyüklenme tramplenine doğru yürüyüşümüzdendir.
Ama netice!
Ya düşüş! Tam zirveye çıkıyorum derken!
Aşağısı peki?
Önemli olan kelimelerin masum yaratıklar olduklarını bilmek.
Sonrasını bir çarşıya yükleyin isterseniz.
En başa koyun.
Oturtun yukarılarda bir yerlere.
Bakışlarımı sisten kurtarmaya çalışıyorum.
Ne yapsam” hüznü atamıyorum hayatımdan.”

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Belirleme XII / Ay Vakti
Beni Affet / Recep Garip
Çekesvored / Özcan Ünlü
Şehrin Bilmem Neyi / Hakan Özbek
Dakika 4 / Dakika 5 / Dakika 6 / Hamit Can
Tümünü Göster