Şiirde Önemli Olan

İnsanların hemen her şeyi karşılık bekleyerek yaptığı çağımızda; elle tutulur karşılığı olmayan böyle bir uğraşa gönül vermek, maddî ve manevî birikimini, kelimelerin dostluğunu elde etmeğe hasretmek, çoğu kişiye mantıklı görünmeyebilir. Ne var ki; söz sanatları içinde tartışmasız en büyük bir yeri olan şiir, insanlık tarihi boyunca gücünü ve varlığını hissettirmiştir. Şiir bir bakıma kelimelerle güzel biçimler kurma sanatıdır.

Şiirde önemli olan, kelimeleri iyi bir biçimde kullanmaktır. Şiirde eksiltilir, nesirde çoğaltılır kelimeler. Bunun için kelimeleri tanımak, mısrada kelimenin oturacağı yeri iyi tespit etmek, kelimeler arası ilişkileri iyi bilmek gerekir. Mallarme’nin “Şiir; kelimeler dinidir.” demesi bundandır.

Şüphesiz şiiri şiir yapan ne biçimin kusursuzluğu ne de özün üstünlüğüdür. Şiirdeki aydınlık, şiiriyet ve saflık; öz-biçim dengesine ve öz-biçim güzelliğine ve kelimelerin yerli yerince seçilmesine bağlıdır. Şiir, çoklarının sandığı ya da yanlış anladığı gibi, kesinlikle bir kuralsızlık, bir başıboşluk ve bir vezinsizlik değildir. Serbest şiirin de kendine has bir vezni, bir kurgusu ve kendi içinde bir bütünlüğü vardır. Serbest şiirde bir rahatlık değil, aksine, bir karışıklık, bir dağınıklık vardır.

Çünkü serbest olarak yazılan her bir şiirin kendi içinde saklı ve okuyucu tarafından keşfi zor olan ayrı bir vezin içerdiği ve bunun da diğer vezin şekillerinden çok farklı olduğu bilinmektedir. Şiirin ne olup ne olmadığını bilen, gören ve sezenlerin yazdıkları her mısra, mutlaka kendince bir terin karşılığıdır.

Bir mısra için bazen günlerce ter döküp, kafa yoran şair; dünyasıyla başka dünyalar arasında köprü kurmaya, gönül dilinin şifrelerini çözmeye çalışırken, duyduklarını ve hissettiklerini şiirlere döken, şiirden aldıklarıyla içteki kozasını ören, ördükçe örmek isteyen kişidir. Adeta bir çemberin etrafında dönüldüğü gibidönüp dönüp durur ve bu arada da kavgalara, zıtlıklara, çekişmelere, kirliliklere, adaletsizliklere ve yanlışlara; şiirin kendine özgü diliyle kayıt düşer.

Şair aynı zamanda hürriyetini, rahatını, düşünmemenin kaygısızlığını mısralar için terkeden biridir. Ayrılığı, aşkı, sevdayı, dostluğu, ölümü, doğruyu, yanlışı, geleni, gideni, seveni, sevmeyeni ve daha birçok temâyı mısralarla kendince işleyen ve sorgulayandır.

Paylaş

Bu Sayının Diğer Yazıları

Bir-İki Erzurum / Şeref Akbaba
Sonsuz Senfoni / Semra Saraç
Karaboyun Durağı / Ferhat Öksüz
Yazgı / Yavuz Ertürk
Ayna Geçitlerinde Bir Beyaz Karanfil / Güven Fatsa
Tümünü Göster