Uzanmış da ölmemeye tutunan bir Hüseynî’dir
İncecik boynu, kesmeyen kılıcın altında.
Yağmurun yağışına dil veren kelimeye ilişmiş,
Perşembe tazesi çiçeklerin içinde gri;
Sığınmaç kökleri sere serpe dün uykularıma,
Dağıtan, düşü göğümde gezen kadınların sesi,
Beni kelimelerin uçurumunda doğuran annem
Gibi, ellerinde kahve ve ölüm lekeleri
Çıkınca kalesinden ordusu bir Kisra’nın,
Dokunarak kaldırır kozasından bir kelebeği
İçimde bir Âmîn Kuşu kanat çırpınca,
Yakarak kanatlarını karışır gökyüzüne efsanesi.